Evet, herkese merhabalar! Yeni bölümle tekrardan sizlerleyim, umarım okurken keyif alabilirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar dilerim!
Kalben - Fırtınalar
&
Zemherinin ortasında kardelen çiçeği açtığında mucizelerinden biri gerçekleşecek, umuda tutunacaklardı.
&
Bazı anlar vardır, hatırlandıkça canını acıtır. Düşündükçe kalbin kasılır, yüzün asılır, hüzünlenirsin. Her gün o anı tekrar tekrar yaşarsın, bazen ise gerçek olmamasını düşlersin.
Bazı anlar vardır, ağırlığı dilini lâl eder. Kelimeleri boğazına dizer, dudaklarına hayali bir fermuar çeker. İçine içe konuşursun, kendini ifade etmek istemezsin.
Bazı anlar vardır, korkunun beslendiği. Unutmanı istemez, seni illüzyonlarıyla manipüle eder. Kabuslarına konuk olur, hatırlamaya mahkum eder.
Bazı anlar vardır, hâlâ aşamadığın. Sende derin izler bırakır, kolay kolay kabuk bağlamaz. Sızlar, sana varlığını ve nedenini hatırlatır. Bu yara ruhunda oluşur, en çok da ruhunu kanatır.
Parla, öylesine korkuyordu ki. Gecenin bir yarısı titreyerek uyanıyordu. Derin nefesler alıp veriyordu, sanki boğuluyordu. Her kabusunda korkularını ağırlıyordu.
En büyük korkusu başına gelmişti ve bunun kendisi yüzünden olduğunu düşünüyordu. Parla'nın bu zamana kadar kimsesi olmamıştı. Doğduğu ilk andan beri yetimhaneler ona ev sahipliği yapmıştı. Oranın hissettirdiklerini hiç sevmezdi, ona sürekli eksik muamelesi yapılırdı. Bunu en başta da yetimhanenin müdiresi yapardı, daha birçok çocuk kendini yetersiz hissetmişti ve olanları kendi hataları olarak nitelendirmişti. Bu haksızlık, diye düşündü. Kaderlerini onlar yazmıyorlardı, bunları yaşamayı onlar istemiyordu ki...
Yedi yıl boyunca orada kaldı, o güne kadar tek bir aile bile koruyucu ailesi olma isteğinde bulunmamıştı. Katı kuralların içerisinde yarım bir şekilde yaşamıştı. Doğru düzgün kıyafetleri hiç olmamıştı, ayağındaki ayakkabının altında sayamayacağı kadar çok delik olurdu. Geceleri soğuktan titreyerek uyuyakalırdı. Üstü açıldığında gelip üzerini örtecek bir annesi yoktu. Orada bağ kurduğu tek bir arkadaşı bile olmamıştı. Aile sıcaklığını hiç hissedememişti. Kimsesizdi.
Lara ile geçirdiği o güne dek.... Ona hediyeler almıştı, istediği tüm kıyafetleri de öyle. En güzel yemeklerden yedirmişti, geceleri onu uyutmuş ve üşüdüğünde üstünü örtmüştü. Saçlarını her gün istediği gibi yapmış ve kurdeleler bağlamıştı. Hiç kimsenin ilgilenmediği kadar ilgilenmişti, değerli hissettirmişti ve en önemlisi onu sevgiyle tanıştırmıştı... Şimdi ise o yoktu.
En büyük korkusu buydu.
Lara'nın kanlar içindeki bedeni gözlerinin önünden gitmiyordu. O gün ki hissettiği korku bambaşkaydı, tarif edilemezdi. Saçlarına değen soğuk metali hâlâ unutamıyordu. O anki kargaşayı ve o adamları da öyle...
Belki de o seraya tek başına çıkmasa bunların hiçbiri olmayacaktı. Onun sözünü dinlemeliydi, karşı çıkmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMALI RUH
Teen FictionYaralanmış, darbe almış ruhuma bir yarabandı yapıştırdım. Eskisi gibi olur sandım, sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi olur, iyileşir sandım. Ama yanılmışım, ruhum eskisi gibi değilde de artık eksikmiş, yamalıymış. Ben artık bir yamalı ruhmuşum... ...