Evet, herkese merhabalar! Yeni bölümle tekrardan sizlerleyim, umarım okurken keyif alabilirsiniz! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar dilerim!
&
İşlenen günahların sembolü olan, kalbinin en derinliklerindeki siyah benek, artık o kadar da küçük değildi. Süveydaları yayıldıkça yayılıyordu.
&
Kalplerindeki gizli günah daha da fazlalaşıyordu.
Kalplerdeki siyah beneğin hem günahların temsili olduğuna inanılıyor hem de ruhun üflendiği yani bedenin bağlandığı, ölürken ve her gece uyurken ruhumuzun girip çıktığı nokta olarak inanılıyordu. Süveyda...
Herkesin kalbinde o siyah benek vardır, bazıları günahlarıyla onu büyütür de büyütür. Bazıları ise onun varlığını kendilerine gizlerler.
Süveydaları en derinlerindeydi, yayılıyor ve kalbi ele geçiriyordu. Günahları ağır basıyordu, iyi olan sınırlı anlarını yok ediyorlardı. Kendilerini tamamen kaybediyor ve akıllarında kötülükten başka bir şey olmuyordu. Kalbin pompaladığı her duygu kötülüğün bir parçasıydı, günahların başlangıcıydı.
O siyah benek yokmuş gibi davranabilirlerdi fakat o daima orada olacaktı. Daima ve daima.
Bazı anlar siyahlığı, zerre kadar küçük hale getirirken bazı anlarla tüm kalbe yayılırdı.
Kalp ele geçirildiğinde duyguların hakimiyeti de onun eline geçerdi. Düşünceleri de kalbini ele geçiren siyahlık kadar karamsar bir hal alırdı. İpler onun eline geçerdi ve bir kukladan farksız olurdun.
Kalbini ele geçiren siyahlık, seni kötülüğün kuklası günahların bekçisi yaparken ruhunu da derinliklere tutsak eder. Kontrolünü kaybettiğinde benliğini de kaybederdin.
İçin karardıkça yayılırdı ve görünüşüne de yansırdı, seni tamamen siyaha boyardı.
...
Derinden gelen sesler işitti. Kulakları çınlıyor ve uğulduyordu. Sanki bir kargaşanın tam ortasındaydı. Kalbine bir anda aydınlık düşmüştü. Üşüyen kalbine güneş ışınları vurmuştu ve onu ısıtmaya çalışıyordu.
Gözlerini açamıyordu sanki gözkapakları birbirine yapışmıştı. Hiçbir uzvunu hareket ettiremiyordu, parmağını oynatmaya çalıştı fakat yapamadı. Bilinci açıktı ama yine de kontrolünü sağlayamıyordu.
Bir karanlığın içerisindeydi, içindeki ışıkla umudu arıyordu. Parıltılarını görebiliyordu, çok yakınındaydı.
Göğsünde keskin bir ağrı vardı, ara ara acıya dönüşüyordu. Bedeninin sızladığını hissediyordu. Daha sonra üzerinde eller hissetti ve kısa bir süre sonra göğsünün üstünde durdu. Hafifçe bastırdığında bile canı çok fazla acıdı, bu hissettiği acıyı derinlerinde dahi hissedebiliyordu. Üzerindeki ellerin kime ait olduğunu düşündü, elini hareket ettirmeye çalıştı ama nafileydi. Onu durdurmak istiyordu.
İşittiği uğultular netleştiğinde kim olduğunu anladı. "Olmaz, bu çok tehlikeli. Göğsündeki yaraya çok fazla darbe almış ve dikişleri açılmış. Daha fazla açık durmaya devam ederse yara enfeksiyon kapar. Bu sonu olabilir, o yüzden hemen yer değiştiremeyiz." Doktor Raphael'in eli göğsünün üzerindeydi. Yarayı kontrol ediyordu ve gördükleri hiç de iç açıcı değildi. O yüzden burayı terk etmeleri Lara'nın durumunu olumsuz etkileyebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMALI RUH
Teen FictionYaralanmış, darbe almış ruhuma bir yarabandı yapıştırdım. Eskisi gibi olur sandım, sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi olur, iyileşir sandım. Ama yanılmışım, ruhum eskisi gibi değilde de artık eksikmiş, yamalıymış. Ben artık bir yamalı ruhmuşum... ...