2.Bölüm- İlk Görüş, İlk Hayal Kırıklığı
Jonathan ve James üniversiteye gelmişti. Mühendislik fakültesi binasında bazı bölüm öğretim üyeleriyle sohbet etmişlerdi. Konuşma saati yaklaşırken dekanlık binasına gitmek için fakülte binasından çıktılar. Binanın önünde durup son defa öğretim üyesiyle konuşurlarken Jonathan gözüne takılan kişiye gözlerinin ucuyla bakmaya başlamıştı. Gözüne çok tanıdık gelen yüz hatlarıydı bunun sebebi. James onun gözünün ucuyla nereye baktığını fark ettiğinde çevirdiği bakışları durmuştu.
Annesine benzettiği gülümsemesiyle acaba mı diye düşünmüştü. Onun bulunduğu yere yakın bir çöp kovasını görmesiyle cebinden bir peçete çıkartıp elini siliyormuş gibi yaptı. Jonathan ve öğretim üyesi konuşurken o çöpe yaklaşıp peçeteyi atarken konuşmaları dinlemeye çalıştı. Konuşmalar Türkçe olduğu için hiçbir şey anlamasa da her 'Su' dendiğinde kızın tepki vermesiyle adının o olduğunu düşündü.
Çok durduğuna karar verip Jonathan'ın yanına giderken içinden 'Su' diye tekrarlıyordu. İhtimali çok düşük olsa da ihtimal vardı sonuçta.
Öğretim üyesi gittikten sonra Jonathan ve James dekanlık binasına ilerlemeden önce bakışıp son bir defa ona baktılar. Bakışlarını hissetmiş gibi kaşlarını çatıp birkaç saniye onlara baksa da arkadaşlarına dönüp konuşmaya ve gülümsemeye devam etmişti.
Dalgın bir şekilde dekanlık binasına geldiler. James bu durumu araştıran kişiye mesaj atıp ve ailesine söylememesini yazmıştı. Dalgınca düşünürken Jonathan konuşmasını yapmıştı.
Konuşma bittikten sonra son bir defa öğretim üyeleriyle konuşma bahanesiyle fakülte binasına gittiler. Aslında tekrardan onu görmek istemişlerdi. Bir süre öğretim üyeleriyle konuşup etrafa bakındılar. Şanslarına dersi bittiği için arkadaşlarıyla sohbet ederek sınıftan çıkıyordu. Jonathan çıktığı sınıfın adına bakıp bunu da araştıran kişiye yazdı. Bu ada sahip birden fazla kişi olabileceği için çok fazla vakit kaybetmeden bulunmasını istiyordu.
Jonathan'ın sohbeti bittikten sonra otele gelip odalarına çekildiler. James acaba mı sorusuyla sıkışan kalbinin üstüne koydu elini. Sadece bir benzerlik de olabilirdi ama o kadar ümitsizlerdi ki bu onlar için çok büyük bir şeydi.
Jonathan ise onu düşünüyordu. Yüzü, bakışı, gülüşü... Dikkatini çekmişti. Kahverengi kısa saçlarının bazı yerleri daha açık renkliydi. Gözlerinin hangi renk olduğunu anlamasa da kahverengi olduğunu düşünüyordu. Burnunun ucunun kalkık olması nedeniyle küçük olmasa da küçük duruyordu. Küçük ve dolgun sayılabilecek dudakları vardı. Yanağında bulunan bir gamzesi ve gözlükleriyle sevimli duruyordu. Boyu buranın ortalamasına göre uzun olsa da bu onun sevimli olmasını etkilememişti.
James mesaj gelmesiyle Jonathan'ın odasına gitti. Gergince bilgisayarı sehpanın üstüne koyup oturdular ve James'in hazır olmasını beklediler.
James hazır olduğuna kendisine gönderilen dosyayı açtı. Annesinin hastane ve doğum kayıtlarının olmasıyla hayal kırıklığı yaşasa da hala umudu vardı. Sahte olabilirlerdi. Ailesinin fotoğraflarını açtığında o umutta yok olmuştu. Kız onlara benziyordu. Yüzünü ellerine gömüp ağlamaya başladı. Kendini ilk defa bulmaya yakın hissetmişti ama olmamıştı.
Jonathan gözü ekranda James'e sarıldı. Resimlerden çekmeden "Bulacağız." dedi. Ayrılıp dosyayı kapattı. "İstersen yine de DNA testi yaptırabilirsiniz."
James yaş dolu gözleriyle ona baktı. "Belgeleri sen de gördün onların çocuğu olduğu kesin. Şu fotoğrafa bakarak bile anlayabilirsin. Annem ve babamın karışımı gibi ama onların çocuğu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Tesadüf Belki Kader
Aktuelle Literatur*TAMAMLANDI* Garip olaylar silsilesi Gerçek ailem 20.12.2022 (Başlangıç) 16.07.2023 (Bitiş) Not: Kapak yapamadığım için böyle.