13.Bölüm- Misafirlik ve Buluşma planları

442 24 0
                                    

13.Bölüm- Misafirlik ve Buluşma planları

David ile apartmana geldiğimizde girmeden önce onu durdurup "İşten haberleri yok." dedim. Bana anlayışla gülümseyip eliyle kapıyı gösterdi.

Beraber içeriye girip asansörü çağırdık. Ben etrafa bakarken o telefonuyla uğraşıyordu.

Asansör geldiğinde binip kata çıktık. Zili çaldığımda kısa sürede kapı açılmıştı. Annem güler yüzüyle "Hoş geldiniz." demişti. Onlara bunu söylediğim için yavaş konuşuyordu çünkü David o zaman anlayabiliyordu.

İçeriye girip salona geçtik. David herkesle selamlaştıktan sonra oturmuştuk. Onlar sohbet ederken ben arada anlaşılmayan yerleri çeviriyordum. Onun dışında pek konuşmuyor onları izliyordum.

Onu tanıyınca içleri bir nebze olsun rahatlayacaktı. Orada tek olduğum için çok endişelenip her gün konuşmak istiyorlardı.

Onlar sohbet ederken yemeğe geçmeye karar vermiştik. Annemin yaptığı yemekler ile gülümseyip David'e baktım. Bir çoğuna şaşkınca bakıyordu. Ona ilk önce çorba koydum. O onu iştahla içerken tabağına yemek koyuyordum. Onları da aynı iştahla yemişti. Anneme baktığımda beğendiği için mutlu olduğunu görmüştüm.

Yemeklerimiz bittiğinde koltuklara geçip oturduk ve onlar sohbet etmeye devam ettiler. Toprak yanıma gelip sarıldığında David'in bize bakıp gülümsediğini fark etmiştim.

Yarım saat kadar sonra annem çay ve yanına birkaç şey getirmişti. David benim uyarım ile yavaşça çayı içti. Annemin hazırladığı şeyleri de yerken gözlerinin ışıl ışıl olduğunu fark etmiştim. Annesi olmadığı için bu tarz şeylerin pek hayatında olmadığını biliyordum.

Annem bunu fark etmiş olacak ki onunla kendi çocuğu gibi ilgilenmişti. Toprak bu durumu kıskansa da homurdanmak dışında bir şey yapmamıştı.

Annem çaydan sonra meyve getirince David kibarca çok doyduğunu ve daha fazla yiyemeyeceğini söylemişti. Annem bana bakınca kafamı salladım. O da tüm tabakları topladı.

David babamla da iyi anlaşmıştı. Babam beni kıskansa da mutluydu. Ona güvenmişti.

İlerleyen saatlerde David geç olduğu için kalkmaya karar verdiğinde babam buranın yabancısı olduğu için bırakmayı teklif etmişti. Zorla bunu kabul ettirip babamla onu bırakmaya gittik.

"Teşekkür ederim Mehmet amca."

"Önemli değil evladım. İyi geceler."

"İyi geceler." diye karşılık verdi.

"İyi geceler David." diyip el salladım. El sallayıp kaldığı otele girdi. O girdikten sonra babam arabayı çalıştırıp yola çıktı. Birkaç dakika sonra "Arkadaşını sevdim. Seni kardeşi gibi gördüğü belli." demişti. Bunu duymamla gülümseyip babama bakmıştım. O da gülümsüyordu.

*

Albert odada ileri geri yürürken David'den arama bekliyordu. Arama geldiğinde bakmadan açtı.

"Albert neler gördün?"

Annesinin sorduğu soruyla telefonu uzaklaştırıp yazan isme baktı. Annesi aramıştı onu. Kulağına götürüp "Oraya geldiğim zaman anlatsam olur mu?" diye sordu.

"İyisiniz değil mi?"

"İyiyiz."

"Tamam o zaman. Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."

Annesinin sesi üzgün gelmişti. David'le konuşmayacak olsa konuşurdu onunla.

Telefon kapandıktan birkaç saniye sonra tekrar çalmıştı. Bu defa açmadan önce arayana baktı. David'di. Hızla açıp kulağına götürdü.

"Aramamı yazmışsın."

"Ailesi nasıldı?"

"İyi insanlar. Ona çok değer veriyorlar. Örneğin erkek kardeşi ondan ayrılmadı hiç. Sürekli sarıldı ona."

Albert üzülmüştü. Abisi olmadığı için mutlu da olmuştu.

"Bizi kabul eder mi?"

"O günü telafi ederseniz, belki."

Biraz daha konuştuktan sonra kapatmışlardı. Albert üzgün olsa da aklına onun iyi bir ailede mutlu bir şekilde büyüdüğünü getiriyordu.

Uyuması gerektiği için yatsa da bir türlü uyuyamamıştı. İki saat boyunca dönüp durmuştu. En sonunda dayanamayıp David'i aradı. Tam kapanacakken açılan telefondan "hıı?" diye karşılık almıştı.

"David benim Albert."

"Gece gece derdin ne?" dedi uykulu bir şekilde. Telefon sesi gelene kadar derin bir uykudaydı.

"Ben ailesi ile görüşmek istiyorum."

David duyduğu şeyle yattığı yerden kalkıp doğru duyup duymadığını anlamaya çalıştı.

"Ne saçmalıyorsun?"

"Bilmeleri gerekiyor. Belki bu konuda bize yardımcı olurlar."

David ne dese boş olduğunu biliyordu. Bu yüzden "Benimle beraber gideceksin." dedi.

"Zamanı haber ver o zaman."

David cevap vermek yerine telefonu yüzüne kapatmıştı. Gergindi ama daha fazla beklemek istemiyordu. 24 yıl geçmişti ondan ayrı.

*

Ertesi gün David ilk önce Su'yun babasına mesaj atmış ardından da aramıştı. İki gün sonra Su eski bir arkadaşıyla buluşacağı zaman görüşeceklerdi. O zaman Toprak ve Esin de evde olmayacaktı.

David bunu Albert'a mesaj atıp abisini aramıştı. Bu durumu anlatmıştı ona. Gergindi. Su'yun arkasından iş çevirmek istemezdi ama herkesin en az zararı alması için yapıyordu bunu.

Bir durum olursa diye yanında getirdiği belgeleri çıkarttı çantasından. Onlara bakarken bunları nasıl anlatacağını düşünmeye başlamıştı.

*

Eve döndüğümüzde ortalığı toplayıp yatmaya karar vermiştik. Yattıktan sonra telefonu elime aldığımda beklemediğim bir mesaj olduğunu görmüştüm. Kalkıp telefonu bıraktım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes almıştım. Lisedeymişim gibi hissediyordum. Heyecanım biraz azalınca telefonu alıp mesajı açtım.

-Selam. Nasılsın?

Titreyen ellerim klavyede dolanırken garip hissediyordum.

+İyiyim. Sen nasılsın?

-Ben de iyiyim. Bugün seni gördüm değil mi?

+Evet.

Bir süre ikimizde yazmadık. Konuşmadan çıkıp profiline baktım. Doktor olacağını biliyordum en son burayı gördüğümde.

-Bir şey sorabilir miyim?

+Sorabilirsin.

-Yanındaki kişi sevgilin miydi? Elinde yüzük göremedim de.

+Hayır arkadaşım. O benim için bir abi.

-Anladım.
Seni en son yıllar önce gördüm. Neler yapıyorsun?

+Mühendisim. Yüksek lisans için yurt dışındaydım bir süredir. Sen ne yapıyorsun?

-Ben de bu yıl mezun oldum. Taze doktorum.
Ne zamana kadar buradasın?

+Bilmiyorum. Bir süre daha buradayım sanırım.

-Bir ara yüz yüze sohbet etmek ister misin?

Biraz düşünüp cevap verdim.
+İki gün sonra sana uyar mı?

-Uyar uyar.

O gün bir arkadaşım ile bulusacaktım. Ondan sonra onunla da buluşmak daha mantıklı olacaktı.

Gözlerimiz ağrıyana kadar devam etmiştik konuşmaya. En son iyi geceler diyip uyumuştum.

İki gün son neler olacağını görecektim. Bazı şeyler için dönüm noktası olabilirdi o gün. Bunu yaşayıp öğrenecektim.

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin