47.Bölüm

75 1 0
                                    

Artık kasımın başındaydık. Carol hastalığım bitene kadar annem nasıl ilgileniyorsa öyle ilgilenmişti.

Ben iyileşir iyileşmez evimize geçmiş ve bir süredir burada kalıyorduk.

Son günlerde üzerimde bir gerginlik bulunuyordu çünkü doğum günüm ve kaçırıldığım tarih yaklaşıyordu. Bu yüzden olmalı ki sürekli bir şeylerle uğraşıyordum. İşim ve üçüzlerle ilgilenip temizlik, kek, poğaça ve kurabiye yapmıştım. Çok fazla yaptığım için herkesi evimize davet etmiştik.

Şu an üçüzler uyuyordu ve biz bulaşıkları hallediyorduk. Sessizce hallederken Jonathan'ın gözlerinin üstümde olduğunu biliyordum. Neden böyle olduğumu anladığı için sessizce bekliyordu.

Tepsidekileri tabaklara koyarken gelip belime kollarını sarmış ve çenesini omzuma yaslamıştı. Bir saniye duraklasam da gülümseyip işime devam etmiştim. Bir elini ayırıp bana yardım ederken "Sen zeytin sevmezsin. Neden zeytinli yaptın?" diye sormuştu.

Kısık bir sesle "Sen seviyorsun." demiştim. Biraz durduktan sonra yanağımı öptüğü anda zil çalmıştı.

O öylece dururken zil tekrardan çalınca benden ayrılıp kapıya gitmişti. Sesler gelmeye başladığında durup gözlerimi kapattım. Hata mı yapmıştım onları çağırarak? Dustin de gelmiş olmalıydı ve son günlerde bana kaçırılmamı hatırlatıyordu.

"Hala?"

Austin'in bana seslenmesiyle gözlerimi açıp ona döndüm. Hannah ile kapının önündeydi. Kocaman gülümseyerek yanıma adımladı. Bacağıma sarılıp gözlerini kapattığında gülümsemiştim. Uzanıp elimi yıkandıktan sonra onu kucağıma aldım. O boynuma sarılırken Hannah da gülümseyerek bizi izliyordu.

Sandalyeye oturduğumda Austin'in uyuduğunu fark etmiştim. Şaşkınca Hannah'a bakarken o gülüp "Dün gece heyecandan uyuyamadı." demişti. Ardından Thomas'a seslendiğinde Thomas kucağındaki Matthew ile mutfağa girmişti. Jonathan da onun peşinden girerken kucağında Ece vardı. Gözlerini kısıp Austin'e bakarken bir şeyler mırıldanmıştı. Hannah gülerken Thomas ters ters ona bakmıştı.

Anlayamayarak onlara bakarken Hannah "Austin'i eve almayacakmış. Her seferinde sana yapışıyor diye." demişti. Gülümseyip ona teşekkür ettim. Jonathan'a baktığımda gülümseyerek bana baktığını görmüştüm. Şu an onun gerçekten kıskansa da daha çok kafam dağılsın diye böyle yaptığını anlayabiliyordum.

Thomas, Matthew'i Hannah'a verip Austin'i almaya çalışsa da Austin benden ayrılmamıştı. Birkaç deneme sonrasında pes edip geriye çekildi ve Joanthan'a döndü. "Şu anlık sana hak veriyorum."

Biz Hannah ile gülerken Jonathan başını sallamıştı.

Ece'nin birden bana doğru atılıp bağırmaya başlamasıyla Austin yerinde sıçrayıp uyanmıştı. "5dk daha" dese de Ece devam ediyordu.

Austin yenilgiyle benden ayrılıp kucağımdan indi. Uykulu uykulu gözlerini ovuştururken Jonathan'ın önüne gelmişti. Başını kaldırıp Ece'ye baktı. "Ece bence seninle anlaşabiliriz."

Ece o ayrıldığı anda sussa da hala bana doğru atılıyordu. Onu kucağıma alırken Austin "6 gün sizin 1 gün benim." dediğinde hepimiz şaşkınca ona bakıyorduk. Ece onu umursamadan saçımla oynayıp başını omzuma yaslamıştı.

"Tamam tamam 2 saat."

Ece yine umursamayınca Austin oflaya oflaya bağırarak "Dustin amca pazarlık bozuk." demiş ve mutfaktan çıkmıştı.

Thomas elini yüzüne götürdükten sonra "Pazarlık dedi değil mi?" diye sormuştu. Hannah dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalışırken onu onaylamıştı. Jonathan ise ben söylemiştim der gibi bakıyordu.

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin