45.Bölüm

66 1 0
                                    

Bekleyenler varsa onlardan özür dilerim. Finallerim başladığı için iki bölüm arası bu kadar uzun oldu.

~İyi okumalar~

Birkaç hafta sonra

Kucağımdaki Ege'yle yavaşça dans ediyordum. Başı omzumdaydı ve gülme sesini duyuyordum. Müzik tekrar tekrar çalarken dakikalardır devam ediyordum.

Ece ve Efe'yse beşiklerinden bizi izliyordu.

Bu kadar yeterli olacağını düşünüp onu beşiğine bıraktım ve Efe'yi aldım. Onunla da dans ederken kapıya baktığımda Jonathan'ın kapıya yaslanmış bir şekilde gülümseyerek bizi izlediğini görmüştüm.

Efe'nin gülme sesleri duyulurken o da beşiklerin önüne gelip Ece'yi almıştı. Onunla yavaşça dans etmeye başladığında Ece'nin gülme sesleri duyulmaya başlamıştı.

**
Ağustosun sonlarına geldiğimizde tadilatlar sona yaklaşmıştı. Bittikten sonra son düzenlemeleri yapıp taşınacaktık.

Şu an garajdaydım. Burayı düzenlemeye çalışıyordum. Jonathan'sa ustalarla beraber işlere yardımcı oluyordu.

Garajın içinde büyük girişi dışında iki tane kapısı bulunuyordu. Birisi eve açılırken diğerinin ne olduğunu bilmiyordum. Büyük ihtimalle ardiyeydi. Açmayı denediğimde başaramamıştım. Jonathan'ın bana verdiği anahtarları denesem de hiçbiri açmamıştı kapıyı. Bu durum kafamı karıştırıyordu.

Aletlerin yanından levyeyi alıp kapıyı ardında da lambayı açtığımda düşündüğüm gibi ardiye olduğunu görmüştüm. Birkaç eşya bulunuyordu ama çok değildi. Yerde de bir halı seriliydi. Nedense bir şey varmış gibi geliyordu. Neden ardiyeye halı serilirdi ki?

Halıyı kaldırdığımda bir kat daha halı olduğunu görmüştüm. Onu da kaldırdığımda yerde bir kapak bulunuyordu. Telefonumu çıkarıp Jonathan'a "Ustalar gider gitmez buraya gelmelisin." diye mesaj atmıştım.

Kapıyı kapatıp önüne oturdum. Gözlerim kapaktaydı. Kollarımı bacaklarıma sararken aklıma kaçırılmam gelmişti. Orası gibi olabilir miydi?

"Su" diye seslenildiğini duymamla irkilip ayağa kalktım. Kapıyı açıp dışarıya çıktığımda Jonathan'ın endişeyle bana baktığını görmüştüm.

"Gittiler mi?"

Başını salladığında elimle odayı işaret ettim. Kaşlarını çatıp kapıya bakarken "Anahtarlar açmadı mı?" diye sormuştu.

"Açmadı."

İçeriye girdiğinde durmasıyla onun yüzüne baktım. Çatılı kaşlarıyla yerdeki kapağa bakıyordu. Bakışlarını bana çevirip "Kilidi yok neden ne olduğuna bakmadın?" diye sorduğunda cevap vermedim. Bakışlarımı kapağa çevirdiğimde o da yere eğilmişti. Yavaşça kapağı kaldırdığında da bir kapak çıkmıştı karşımıza ve üzerinde kilit vardı. Ayağa kalkıp odadan çıktıktan kısa süre sonra geldiğinde elinde demir kesmeye yarayan makas vardı. Kilidi kırdığında bir şey yapmadan beklemeye başladı.

Dakikalar geçtikten sonra kapağı araladığında bir merdiven çıkmıştı karşımıza. Kalbim kulaklarımda atıyordu. Bana orayı hatırlatıyordu.

Telefonunun fenerini açıp içeriye baktığında hiçbir şey göremeyince bana bakıp kararsızca "Aşağı inip bakayım." demişti. Gözlerimi açıp ona baktığımda gelip bana sarıldı. Ona kollarımı sıkıca sardığımda başıma bir öpücük bırakmıştı. "Sakin ol." diye mırıldanırken saçımı okşuyordu.

Benden ayrılıp gözlerime baktı. "Kalbin için sakın ol."

Başımı sallayıp gözlerimi kapattım ve başımı ona yasladım.

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin