18.Bölüm

304 17 0
                                    

Pazartesi olduğunda erkenden hazırlanmış haftalar önceki geldiğim binanın önüne gelmiştim. Biraz durduktan sonra adımlarımı ilerletip binaya girdim.

Asansörlerin önüne geldiğimde Michael ile karşılaşmıştım. Beni gördüğünde gülümsemişti. Biraz sohbet ettikten sonra kata geldiğimizde o ekip odasına giderken ben Hector'un yanına gidiyordum.

Odaya girdiğimde James, Jonathan ve Thomas'ın da odada olduğunu fark etmiştim. Bu durum beni gererken tokalaşmış ve onların bana işaret ettiği koltuğa oturmuştum.

Hector'un bakışları o günkü gibi değildi ama tekrar öyle olmayacağını da bilemezdim.

"Albert ile konuşmuşsunuz." dedi James.

Başımı salladım. "Açık konuşmak istiyorum. Kardeşinizle de konuştuğumuz gibi iş bulana kadar kalmam uygun olacaktır. Bu konuda içim hiç rahat etmese de."

Başlarını salladılar. Thomas "İçin rahat olsun. Burada çalışmak için işten çıktın. Bizim yüzümüzden sayılır bu durumun." demişti. Diğerleri de onaylayınca bir şey diyememiştim.

Jonathan bana sözleşme ve bir kalem uzattığında yazanları okumaya başlamıştım. Bir sorun göremeyince imzamı atıp ona geri verdim. Tam aklımdaki soruyu soracakken o buna cevap vermişti. "İstediğin zaman başlayabilirsin."

Bir an önce başlayıp arayı kapatmak istiyordum. Bu yüzden "Bugün başlasam daha iyi olur." dedim.

En sonunda el sıkışıp odadan çıktım ve ekip odasına gittim. Beşi de içeride çalışıyordu. Beni ilk fark eden Michael oldu. "Hoş geldin."

"Hoş buldum."

Diğerlerinin de dikkatini çekmiştim. Deniz yanıma gelip bana sarıldı. Diğerleriyle de sarılıp yerime geçtim. Beni sevmişlerdi demek ki.

Biraz sohbet edip işe başlamıştım. Son zamanlarda yoğun geçtiğini söyledikleri için bir an önce alışmak istedim. Bu yüzden işime odaklandım.

Önümdeki belgeleri incelerken omzuma dokunulmasıyla irkilip oraya baktım. Clara'ydı.

"Seslendik duymadın. İyice işe dalmışsın. Şu an öğle arası."

Beraber yemek söylemeye karar vermişlerdi. Ben de onlara uydum. Yemeği söyledikten sonra gelen mesajlara baktım. Annem ve Mehmet atmıştı.

İlk önce anneme cevap verip Mehmet'in mesajına baktım. "Geldin mi?"

S"Geldim. Şu an işteyim."

M"Aaa hangi ara hallettin?"

S"Dönmeden önce."

M"Müsait olduğunda görüşelim mi?"

S"Olur. Sen ne zaman müsaitsin?"

M"Hafta sonu sana uyar mı?"

S"Uyar."

Biraz daha konuştuktan sonra yemeklerin gelmesiyle telefonu kapatıp yemeğimi yemeye başladım.

Deniz "Sevgilin miydi seni bu kadar gülümseten?"

Anlayamayıp ona baktığımda kaşlarıyla telefonu işaret etmişti.

Gülüp başımı iki yana salladım. "Arkadaşım."

İnanmamıştı. "Peki" dedi. Doğruyu söylemiştim. Onu ikna etmekle uğraşmak istemedim ve yemeğime döndüm.

Erkekler hızla yemeklerini bitirmiş arkalarına yaslanıp sohbet etmeye başlamışlardı. Sırasıyla Deniz, ben ve Clara da bitirdiğinde toparlanıp işe dönmüştük.

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin