37.Bölüm

128 5 0
                                    

Herkes şaşkınca bana bakarken, ben Jonathan engellemeye çalışsa da yanlarına gelmiştim.

Dustin gözünü benden çekmezken benim gözüm eliyle tuttuğu yerdeydi. "Kendi kendine mi yaptın?"

Gülümsemesi genişlemiş "İkimiz yaptık." deyip göz kırpmıştı. Elim yarasına giderken elimi tutmuştu. Ona ters ters bakıp diğer elimle yarasını açmıştım. İki farklı bez olmasıyla kaşlarımı çatıp "Tek ses duymuştum." demiştim.

Daniel yanımıza gelmiş benimle onun arasına geçip James'e "O kim?" diye sormuştu.

"O gün yolumuza kolyeyle çıkan adam."

Daniel duyduğuyla James'in elini çekip kendi onun yakalarından tutmaya başlamıştı. Ona öfkeyle bakarken Dustin sesli bir şekilde gülüp ciddileşti. "Ne Su'ya ne de yiğenlerime zarar verecek değilim. Vermem."

Daniel'ın eli gevşemiş olacak ki onu ittiği anda ondan kurtulmuştu. Beni yavaşça arkasına çekip "Onu bundan sonra ben koruyacağım. Sizin koruyamadığınız belli." dediğinde Daniel'ın öfkeyle dolduğunu görebiliyordum.

Öfkeyle "Senden korumamız gerekiyormuş. Şimdi ne değişti?" diye sorduğunda Dustin'in "Bundan sonra kardeşimi ben koruyacağım." demesiyle sessizlik olmuştu.

O sırada Carol'ın "Kardeşim ve yiğenlerim mi?" dediğini duysam da bakışlarım Dustin'deydi.

"Evet. Daniel'ın ikiziyim."

Herkes şaşkınca ona bakakalmıştı. Carol titreyen sesiyle "Olamaz böyle bir şey. Daniel'ın ikizi öldü ve kızdı."
dediğinde Dustin alayla gülüp "Siz öyle biliyordunuz." demiş ve beni az önceki oturduğum yere ilerletmeye başlamıştı.

Koltuğun önüne geldiğimizde beni nazikçe oturtup kol koyma yerine kendi oturmuştu. Bana üzgünce bakıp kulağıma "Hastanede doktorun ne dediğini biliyorum." demişti.

Elim karnıma gittiğinde herkesin dikkatinin yeniden oraya kaydığının farkındaydım. Dustin boğazını temizleyip eliyle oturmalarını işaret ettiğinde herkesin hâlâ ayakta olduğunu fark etmiştim.

Carol ve Henry dolu gözlerle diğerleriyse kaşlarını çatmış onu izliyordu. Herkes oturduğunda "Yiğenlerim demeyip ne deseydim?" diye Carol'a sorduğunda ben dalgınca anneme bakıyordum. Yanında duran Albert şu an ne olduğunu söylüyordu ona.

Carol "Nasıl yani?" diye sorduğunda onlara baktım. Kaşlarını çatanlar daha da çatmıştı. Bu sefer Henry ve Carol'ın da kaşları çatılmıştı.

Hector gergince "İkiz mi?" dediğinde Dustin başını iki yana sallayıp "Üçüz" derken eliyle 3 yaptığında herkes öksürmeye başlamıştı. Anneme baktığımda gözlerini kocaman açmıştı.

Dustin'e döndüğümde onun gözlerini kısıp Jonathan'a baktığını görmüştüm. "Babalarına benzemesinler. Sana benzesinler." dediğinde ben de öksürmeye başlamıştım.

Jonathan duyduğu cümleyle şaşkınca ona baktığında diğerlerinin de ondan farkı yoktu. Benim de.

Jonathan "Neden bunu bana bakarak söyledin?" dediğinde sesinde gizlemeye çalıştığı heyecanı duymuştum.

"Sence?" deyip bana bakıp "3 tane kendini doğur. Konuşursan ikna olurlar bence." dediğinde ciddi bir şekilde söylemesiyle şaşkınca ona bakakalmıştım. Bu adam beni şaşırtıp duruyordu.

Dibimizde duran Daniel beni birden kucağına aldığında korkmuştum. Bunu fark etmiş olacak ki "Özür dilerim. Onun yakınında olmanı istemiyorum." demişti.

Beni kalkan Jonathan'ın yerine nazikçe oturttuğunda Dustin ile göz göze gelmiştik. Üzgünce bana bakıyordu. Daniel'a baktığında sertçe "Onu korkutma. Ona iyi bakmalıyız." demişti.

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin