Ekip odasına girdiğimde herkesin burada olduğunu fark etmiştim. Hepsi beni görünce gülümseyip ayağa kalkmıştı. Kızlar bana sarılırken erkekler uzaktan bakıp selam vermişlerdi.
Gözlerim Samuel'e takıldı. Yüzüme bakmıyordu. Üzgünce yere dikmişti bakışlarını. Ardından Michael'a baktım. Hafif bir tebessümle bakıyordu bana.
3 haftadır düşündüğüm şeyler zihnime doldu. Samuel'in olduğunu düşünmüyordum. İçimden bir ses Michael'ın olduğunu söylüyordu ama emin olmadan kimseye söylemek istememiştim. Eğer şüphelerim çoğalırsa David'e söylecektim. Onun bu konuyu araştırabileceğini biliyordum. Duncan'ın dikkatini çekmeden araştırılması gerekiyordu. Bu yüzden ondan şüphelenmiyormuş gibi davranmalıydım. Gözlemlerken de fark ettirmemeliydim.
Yerlerine geçerlerken konuşmak için Samuel'e seslendim. "Samuel konuşabilir miyiz?"
Geldiğimden beri ilk defa gözlerime baktı. Başını salladı. Ben önden çıkarken onun arkamdan geldiğini biliyordum. Toplantı odasının boş olduğunu görünce toplantı olmadığını bildiğim için oraya girdim. Camın önüne geldiğimde kapının kapanma sesini duymuştum.
Yanıma gelmesini bekledim. O sürede dışarıya bakıyordum. "Su... Ben üzgünüm."
"Neden?" duraklayıp devam ettim. "Neden üzgünsün?"
Şaşırdığını tahmin ediyordum. "Kim yapmış olursa olsun sana o içeceği ben verdim."
"Bana o günü anlatır mısın?"
Hatırlamaya çalışıyor olmalıydı ki biraz sessiz kaldı. "Sizinle yemek yedikten sonra daha önce konuştuğumuz gibi Benjamin ve Michael ile Clara'ya hediye almaya gitmiştik. Doğum günü yaklaştığı için. Gelirken de kahve almaya karar verdik. Kahveleri aldıktan sonra yakıtın bittiğini fark edince yakıt almaya gittik. Sonra da buraya geldik."
Benjamin olduğunu düşünmüyordum. Oysa da çok iyi rol yapıyor olmalıydı.
Michael ise limonata içerkenki bakışları geliyordu aklıma. Sanki içip içmediğimi kontrol etmiş gibiydi.
Sessizce düşünmeye başladığımda onun benim tepkimi beklediğinin farkındaydım. "Neden birisi seni zehirlemek istemiş olabilir ki bunu anlayamıyorum." dedi sessizce.
"Bilmiyorum." ona döndüğümde o da bana dönmüştü. "Senden şüphelenmiyorum ama sana biraz soğuk davranmam gerekecek. En azından bunu yapan kişi ortaya çıkana kadar."
Anladığını belirtmek için başını salladı. "Sana yardım edebilecek olursam yardım istemekten çekinme." Başımı sallayıp dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim ve elimle kapıyı gösterdim.
Beraber ekip odasına girdiğimizde hepsinin meraklı bakışlarını fark etmiştim. Bir şey demeden yerlerimize geçtik.
Ben arayı kapatmak için işime odaklanmıştım. Arada Deniz'le konuşuyordum sadece. O da iş ile ilgili oluyordu. Öğle arasına kadar böyle devam etti.
Öğle arası geldiğinde hepsi beraber yemek yemeye gideceklerini söylemişlerdi. Bu defa onlarla gitmedim. Hem olanlardan dolayı hem de işlerden dolayıydı. Önümüzdeki günlerde çok yoğun çalışmamız gerekecekti.
Herkes çıktığında kulaklığımı takıp kısık sesle bir şarkı açtım. Tam odaklanmıştım ki masaya bir yemek paketi konulmasıyla irkilerek başımı kaldırıp Jonathan'a baktım.
Yemek paketini önüme koydu ve hiçbir şey söylemeden gitti. Birkaç dakika öylece kapıya bakıp yemeğe çevirdim bakışlarımı. Şarkıyı durdurduğum anda bir mesaj gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Tesadüf Belki Kader
General Fiction*TAMAMLANDI* Garip olaylar silsilesi Gerçek ailem 20.12.2022 (Başlangıç) 16.07.2023 (Bitiş) Not: Kapak yapamadığım için böyle.