16.Bölüm

393 20 4
                                    

16.Bölüm

Albert elinde çikolata yatağa uzanmış kardeşini düşünüyordu. Yüzünde bir gülümseme bulunuyordu. Kendisini tanımasa bile üzüldüğü için üzülüp çikolata vermişti. Kardeşlerine kızdı içten içe. Onu kırdıkları için.

Yattığı yerden doğrulup komodinin üzerine koyduğu telefonu alıp babasını aradı.

Henry oğlunun adını görmesiyle ilgilendiği kağıtları bırakıp aramayı cevaplandırdı.

"Albert"

"Baba"

Henry onun konuşmasını bekledi çünkü sesi garip gelmişti.

"Baba biliyor musun? Bugün ailesi ile tanıştım." dudağını ısırıp ekledi. "Ve gerçeği söyledim. Bize yardımcı olabilirler belki diye."

Henry yutkunup korka korka sordu. "Nasıllardı?"

"Onu çok seviyorlar. Gözlerinde gördüm. Anlatılanlar hiçbir şeyi değiştirmedi onlar için. Biz koruruz dediler. Hiçbir şeyden haberleri dahi olmamışken koruyabileceklerine inanmadığımı söyledim."

"Nasıl bir yerde büyümüş?"

"Bize göre küçük sayılabilecek bir evdi ama huzurlu olduğu anlaşılabiliyordu."

Henry buruk bir şekilde gülerken "Mutlu ve huzurlu." demişti.

"Baba?"

"Albert?"

"Bana çikolata verdi."

Henry oğlunun dediği şeyi anlayamamıştı. Çikolata mı demişti?

"Ben ağlamıştım. Onlarla konuştuktan sonra. Bizi gördü David ile. Beklememi söyledi. Çikolata alıp gelmiş. İyi geleceğini söyledi. Elimi tuttu ve çikolatayı avcuma koydu. Şaşkınlıktan ve heyecandan bir şey diyemedim." Heyecanlı heyecanlı konuşmuştu Albert.

Henry gülümsemesi büyümüştü. Kızının güzel kalbi içini ısıtmıştı. Onu yetiştirenlere teşekkür etti içinden.

"İlk bana çikolata aldı." dedi bir çocuk gibi. Duyan birisi onun 28 yaşında olduğuna inanmazdı.

Henry kendini tutamayıp kahkaha atmıştı. Duyanlar merakla odaya gelirken Albert da şaşırmıştı çünkü babası kahkahasını durduramıyordu.

Carol endişeyle eşinin yanına geldi. Elinden telefonu alıp arayana baktı. Albert olduğunu görünce hoparlöre alıp masaya bıraktı. Eşinin elini tutup "İyi misin hayatım?" diye sordu.

Henry gülmekten yaşaran gözlerini silerken başını salladı.

Thomas "Albert ne dedin de bu kadar güldü babam?"

"Sadece ilk bana çikolata aldı dedim."

Bunu duyan Henry'nin azalan gülmesi tekrardan artmıştı. Gülüşlerinin arasında "Söylerken gözümde küçüklüğün canlandı." dedi.

Carol gülümseyip eşine sarıldı. Albert'ın nasıl söylediğini tahmin edebiliyordu.

Kardeşler ise kaşlarını çatıp aynı anda "Kim?" diye sormuştu. Carol ne olduğunu anlamayıp onlara bakarken Albert sesli bir şekilde gülmüştü.

"Sizcee?" diye sordu. Kıskandırası gelmişti.

"Ama bu haksızlık. Onu ilk ben gördüm." demişti James.

Henry kahkaha atmaya devam ediyordu. Kocaman adamlar çocuk gibiydi şu an. Henry'nin yüzü kızarınca Carol pencereyi açıp önüne götürmüştü onu.

Albert gülüp "Abicim ne yapalım. İlk bana aldı." dedi.

Thomas "Ne konuştunuz?"

"İş konusunda konuştum. Düşüneceğini söyledi. David olmasa düşünmezdi."

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin