38.Bölüm

135 4 0
                                    

Arabaya bindiğimizde de beni bırakmamıştı. Dakikalar sonra araba durduğunda inerken "Yürüyebilirim." desem de beni duymazlıktan geldiğinde oflamıştım.

Hastanede yürürken beni nereye götürdüğünü bilmiyordum. Dakikalar sonra beni bir yere yatırdığında geçenki doktor gelmişti.

Odada sadece üçümüzken doktor benimle ilgileniyordu. Dakikalar sonra "Kötü şeylerden uzak durmalısın." demişti.

Ekrana bakıyordu. Jonathan'a baktığımda onun da gözlerinin orada olduğunu görmüştüm.

"15 haftalıklar ama şu an cinsiyetlerini göremiyorum." demişti. O masaya giderken Jonathan'ın gözleri hâlâ ekrandaydı. Elini tuttuğumda bana bakmıştı. Gözleri dolu doluydu. Kucağına almaya çalıştığında "Jonathan" dememle ellerini kaldırıp geri çekildi.

Kalktığımda belimden tutmuştu. Masanın önündeki yerlere oturduğumuzda gözlüğünün üstünden Jonathan'a bakıp bana döndü. "Her şeye dikkat etmelisiniz."

Birkaç bilgi verdikten sonra odadan çıkmıştık. Jonathan'ın eli belimdeyken odanın önündeki Dustin ters ters ona bakıyordu. Bizi durdurup hemen yanındaki Daniel'a baktı. "Sen alsana. Ben yaralıyım alamam."

Daniel başını sallayıp aramıza girdiğinde şaşkınca ikisine baktım. İlk defa bir konuda anlaşmışlardı.

Bizi de durdurup "Ben pansuman yaptırayım." dediğinde peşinden gitmiştik. Daniel onu gözünün önünden ayırmak istemiyordu çünkü hâlâ güvenmiyordu.

Acile girerken Mehmet ile karşılaşınca bizimle gelmişti. Dustin'in pansumanını o yapacaktı.

Pansumanını yaparken Dustin gözlerini kısıp ona baktı. "Neden onlarla kalmıyorsun?"

Mehmet'in eli durmuş başını kaldırıp ona bakıyordu. "Kiminle?"

"Kiminle olacak. Öz ailenle."

Mehmet "Sen nereden biliyorsun?" diye sorduğunda Jonathan ile göz göze gelmiştik. "Ailemin biyolojik ailem olmadığını" diye ekledi.

Dustin Jonathan'a baktığında Mehmet de ona bakmıştı. Sonra bana baktı.

"Ne biliyorsunuz?" diye sordu.

Daniel "Sen hiç aramadın mı?" diye sorduğunda "Aramadım. Aramak istemedim. Beni bırakan insanların hayatımda yeri olduğunu düşünmüyorum."diye cevapladığında Jonathan'ın "Seni bıraktıklarını nereden biliyorsun? Belki de öldüler." dediğinde sonlara doğru sesi titremişti.

Mehmet "Su gibi mi olduğumu düşünüyorsun? Sanmıyorum." dediğinde Dustin göz devirip "Çok uzattınız. Söyleyin de kurtulun." dediğinde ona dikkatle bakmıştım. Her şeyi bilmesine rağmen bilmiyormuş gibi ortaya saçıyordu bilgileri. Düzeltmek istiyordu ve bu yolu seçiyordu.

Daniel "O da değil, değil mi?" diye sorduğunda Dustin diliyle ses çıkarıp ona baktı. "Değil değil." Daniel bunu duyunca sesli bir soluk bırakmıştı.

Eliyle Jonathan'ı gösterip "Mehmet, pardon Philip abin Jonathan." demişti.

"Nasıl yani? Bu kadar tesadüf olamaz değil mi?" demişti.

Dustin "Ben de şaşırmıştım en başta. Aslında sizi aynı şehirdeki ailelere bırakması mantıklı geliyor birazcık da olsa." dediğinde ona baktım. Gözleri yarasındaydı. "Pansumanı bitirsen de öyle şasırsan olmaz mı?" diye devam etmişti. Çok umursamaz duruyordu ama gerçekte öyle değildi. O insanlarla kaldığı süre boyunca böyle davranmak zorunda kalmış olmalıydı.

Mehmet şaşkınca pansumana devam ederken ben de onu izliyordum. Biraz da olsa anlayabiliyordum. Yıllar sonra böyle bir şey yaşamak allak bullak ediyordu insanı.

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin