Cadde boyunca yürüyorduk. Birden durduğunda durup ona döndüm. Gözlerime bakıp "İki gün önce yaşanmasa bu yemeğe çıkar mıydın?" diye sordu.
Düşünmeden verdim cevabımı. "Hayır. Çıkmazdım." Cevabımın bu olacağını biliyordu. Benden duymak istemişti.
*
İki gün önceYağmur yağıyordu. O gece gibi.
Odada durmak bana zor gelmeye başlayınca aşağı indim.
Bahçeye inen merdivenlerin başında durup gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
Gözlerimi açtığımda salıncakta oturan birisini fark etmiştim. Ne şemsiye ne de mont vardı.
İçeriye girip girişten bir şemsiyeyi aldım ve geri dışarıya çıktım. Şemsiyeyi açıp onun yanına ilerlediğimde Jonathan olduğunu fark ettim. İşten geldikten sonra üzerini değişmemiş olmalı ki gömlekliydi. Başını öne eğmiş düşünceli bir şekilde duruyordu. Beni fark etmemişti.
Saçı ve kıyafetleri sırılsıklamdı ama o bunu umursamıyordu. Yanına gelip şemsiyeyi ona tuttuğumda da fark etmemişti beni.
Elimi uzatıp omzuna dokunduğumda irkilip bana baktı. Sonra da ona tuttuğum şemsiyeye. Ardından gözlerime çevirdi bakışlarını.
"Su?"
"Hasta olacaksın. Böyle oturulur mu?"
Omuz silktiğinde elim omzundan düşmüştü. Geri çektim.
"Bir şey olmaz. İlk defa yaptığım bir şey değil."
"Sonrasında hapşırıyor musun? Ya da burnun akıyor mu?"
Anlamasa da başını salladı.
"Demek ki oluyormuş. Hadi kalk. İçeriye gidelim."
Başını iki yana sallayıp "Sen geç üşütmeden." dedi.
Kaşlarımı çatıp ona baktım. Elimdeki şemsiyeyi kapatıp uzağa attım.
"Ya da beraber geçeriz ya da beraber kalırız."
Bu kadar derin dalması hiç iyi değildi. O yüzden yalnız kalmasını istemiyordum.
Şaşkınca bana bakıp ayağa kalktı. Şemsiyeyi attığım yerden alıp geri geldi. Şemsiyeyi açarken "İnadın sırası mı? Çok çabuk hasta oluyorsun. Bağışıklık sistemin zayıf. Al bu şemsiyeyi." deyip üstüme tutmaya başladı.
Alayla güldüm. "Benimki inatsa seninki ne Jonathan?"
Başını iki yana sallayıp geri salıncağa oturdu. Bir eliyle bana şemsiye tutmaya devam ediyordu.
"Su lütfen al ve git. Tek başıma kalmak istiyorum."
"Neden?"
"Çünkü buna ihtiyacım var."
"Hayır. Neden bu kadar dalgınsın?"
"Su, lütfen?"
"Benimle paylaşmak istemiyorsan James ile paylaş. Senin en yakın dostun ya da Patrick ile kardeşinle paylaş. Paylaşabileceğin insanlar varken sen burada tek başına oturuyorsun. Kendi kendini yiyorsun. Buna izin vermemi bekleme. O yüzden birisini seç."
"Bu neden seni bu kadar ilgilendiriyor. Çoğu zaman olduğu gibi beni görmezden gel."
Söylediğini anladığımda durup gözlerine baktım. "Ben seni görmezden gelmiyorum. Şu anda sadece iyi-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Tesadüf Belki Kader
Ficción General*TAMAMLANDI* Garip olaylar silsilesi Gerçek ailem 20.12.2022 (Başlangıç) 16.07.2023 (Bitiş) Not: Kapak yapamadığım için böyle.