9.Bölüm- Planlar
Eve girer girmez telefonumu alıp David'i aradım. Tam kapanmadan önce açmıştı.
"Su?" sesi uykulu geliyordu.
"David uyandırdım mı? Özür dilerim."
"Sorun değil. Nasılsın?"
"İyiyim. Ben sana bir şey soracaktım."
"Ne soracaktın?"
"... Firması hakkında bir bilgin var mı?"
"Neden soruyorsun?" sesi gergin gelmişti.
"Robert'ın abisi Thomas sana sormamı söyledi. Bugün çocuklardan dolayı evime geldiğinde gördü."
"Thomas neyi gördü?"
"İş teklifiyle ilgili maili."
Ses gelmesiyle endişelenmeye başlamıştım. "David?"
Telefon kapandı. Anlayamıyordum. Beni ilgilendirmeyen ama bir şekilde içinde bulunduğum bir şeyler oluyordu.
Yarım saat kadar sonra çalan kapıyla oturduğum yerden kalktım. Kapıyı açmadan önce delikten baktığımda David'i görünce kapıyı açtım. Kapı açıldığı anda bana sarılmasıyla sendelesem de tutmuştu beni. Biraz durduktan sonra ayrıldığımızda geldiği andan beri hissettiğim endişesini yüzünde net bir şekilde görebiliyordum.
Ayakkabısını çıkarıp kapıyı kapattı ve beni içeriye yönlendirdi. Koltuğa oturup beni de yanına oturttu. Beni göğsüne çekip sarıldı.
"Babam bir şeylerin peşinde. Olayların sana sıçramasını istemiyorum."
"Neden bana sıçrasın ki?"
"O firma babamın."
Şaşkınlıktan açılan gözlerimi ona çevirdiğinde onun da bana baktığını gördüm. Yüzünde endişenin yanında hüzün ve kırgınlıkta vardı. Kafamı göğsüne bastırıp sıkıca sarıldı.
"Sen benim kız kardeşimsin tamam mı? O yüzden abinin sözünü dinle ve oraya gitme." sesi titremişti ama son cümlesine gülmeden edemedim. Tatlı gelmişti kulağıma. Ona sıkıca kollarımı sardım. O da benim için bir abi gibi olmuştu.
Benim güldüğümü duymuş olacak ki o da gülmüştü. O güldükçe ben de gülüyordum. Değer verdiğim birisi gerçekten ve içten güldüğünde gülesim gelir kendimi durduramazdım. Ondan ayrılırken biz gülmeye devam ediyorduk.
Artık yüzüm kızarmış olacak ki o endişeyle gülmesini durdurmuştu. Derin bir nefes almıştım. Elimi yelpaze yapıp yüzümü yelledim.
"Domates gibi oldun. Yüzünü yıka da gel."
Yüzümü yıkayıp geldim ve yanına oturdum. Bana sarıldığı sırada mesaj gelmesiyle telefonunu çıkarıp açtı. Mesaj Dean'di. 'Thomas gerçeği öğrendi.'
Vücudunun gerildiğini hissetmiştim. Sarılması sıkılaştı. "İyi misin?"
"Ortalık çok karışacak."
Başka bir şey demedi.
*
Thomas sabah erkenden kalkmıştı. Gece onu uyku tutmamıştı. Uyuyan Hannah'yı öptü ve hazırlanıp çocuklarının yanına gitti. Uyuduklarını görünce başlarından öptü.Odadan çıktığında Robert ile karşılaştı. Aklına kardeşinin onu görünce bileğini tutması gelmişti.
"Günaydın. Uyuyorlar mı?"
"Günaydın. Uyuyorlar. Robert, Su neden seni görünce bileğini tuttu?"
Robert şasırsa da cevap verdi. "David ile arkadaş olduğunu öğrendiğimiz gün bileğini tutmuştum. Rol yapıyor işte. Siz de ona kanıyorsunuz."
Telefonunu çıkarıp David'i aradı ve hoparlöre aldı. Robert abisinin bu tavrına anlam veremiyordu. Kendisine inanmıyordu.
"Buyrun?" yeni uyandığı belli oluyordu.
"Robert'ın tuttuğu bileğine bir şey mi oldu Su'yun?"
"Ha?"
"Robert'ın tuttuğu bileğine bir -" derken böldü sözünü. "Tuttuğu mu? Morartmıştı kızın bileğini."
"Tamam anladım." deyip sinirle Robert'a baktı.
"Beni ya da abimi arayıp durma. Zaten bildiğin şey yüzünden tehlikede." David cevap beklemeden telefonu kapattı.
Onun sözleriyle gözlerini yumdu ve Robert'ın şüphelenmemesini umdu.
"Neden senin bildiğin şey yüzünden tehlikede? Ne biliyor olabilirsin ki?"
Ona baktı. Daha 24 saat bile geçmemişti. Dean ve David'e şu an hak verdi. "Bu konu hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum tamam mı? Zamanı gelince her şey ortaya çıkar."
Ondan cevap beklemeden evden çıktı. Arabasına bindiğinde karmakarışıktı. Birilerine anlatmak istiyordu ama ne kadar çok kişi bilirse o kadar yayılıyordu gerçek.
Arabayı Su'yun eski iş yerine sürdü. Firmaya geldiğinde saatine baktı. Evden çıkarken kafası dolu olduğu için bakmamıştı. Saatin daha erken olduğunu fark etti.
Vardığında arabasından inip içeriye girdi. Şansına görüşmek istediği kişinin orada olduğunu gördü.
Onunla görüşüp bu işi de hallettiğinde bir nebze olsun rahatlamıştı.
*
Duncan oğlu Dylan ile kahvaltı yaparken yanına en güvendiği adamı Alexander gelmişti. Bir dosya uzattı ona. Duncan dosyayı alıp okuduğunda değişmeyen yüz ifadesiyle her zaman ceketinin cebinde taşıdığı kalemi çıkarıp bir şeyler yazdı.Dylan merakla göz ucuyla babasını izliyordu. Kardeşi aradığından beri daha dikkatliydi.
Yazmaya bitirdiğinde kalemi yerine koyup dosyayı Alexander'a uzattı. Alexander giderken Duncan kaldığı yerden kahvaltıya devam etti.
Kahvaltı yaptıktan sonra beraber evden çıktılar. İşe geldiklerinde Duncan "Benimle gel." dedi.
Dylan gergince babasının peşinden gitti. Sırf onu engeleyebilmek için yanındaydı. Anlayacak diye korkuyordu. Geceleri uyuyamasa bile onu inandırmak bazı şeyler yapmak zorunda kalıyordu. Hem kardeşlerinin hem de başkalarının iyiliği içindi. Onun parmaklıklar ardına gidebilmesi için Dean'a gereken delilleri toplamaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Kardeşleri ile bile özgürce konuşamıyordu. Onlar ile ikinci telefonu ile konuşabiliyordu. Onu da sık sık değiştirmeleri gerekiyordu.
Odaya geldiklerinde babası sandalyesine otururken o da masanın karşısındaki koltuğa oturmuştu. Babası sabah bırakılan belgeleri incelerken "Sana vereceğim ismin bu ülkede iş bulmasının engellendiğine emin olacaksın. Bizim dışımızda hiçbir yerde çalışamasın." dedi ve masadaki not kağıtlarından birini alıp bir şeyler yazdıktan sonra ona uzattı.
Dylan'nın kafasında David'in sözleri yankılanırken kağıdı aldı. Yazan isimle gerildiğini belli etmemeye çalışıp onu onayladı. Babası kafasını geri belgelere gömüp eliyle kapıyı gösterdiğinde hızla odadan çıkmıştı.
Kendi odasına girdiğinde stresle ileri geri yürümeye başladı. 'Ne planlıyorsun?' diye düşünüp duruyordu. Kapının çalınmasıyla odaya Alexander girmişti. "İşle ilgili beni görevlendirdi."
"Tamam senden haber bekleyeceğim."
Alexander başıyla onaylayıp odadan çıktı. Dylan sandalyesine geçip oturdu. Dirseklerini masaya koyup kafasını ellerinin arasına aldı. Yorgundu. Bir an önce bitsin istiyordu.
*
David'i dinleyip görüşmeye gitmemişti. 1 hafta geçtiğinde Su, iş bulamaması ve okulunun da olmaması ile boş boş oturuyordu evde. Ailesiyle konuşurken uzun süredir onları görememesiyle artan özlemi ile bu durumu fırsata çevirmeye karar verdi. Onların yanına gidecekti. Bilet falan işlerini halletti. Çalıştığı zaman parasını biriktirdiği için parası da vardı.Thomas ise kardeşinin işe başladığını zannediyordu. Dikkat çekmemek için gözüyle de görememişti. Arayıp sorduğunda da çalıştığı söylenmişti ama gerçek öyle değildi. Duncan'ın istediği olmuştu. Hiçbir iş yeri onu kabul etmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Tesadüf Belki Kader
General Fiction*TAMAMLANDI* Garip olaylar silsilesi Gerçek ailem 20.12.2022 (Başlangıç) 16.07.2023 (Bitiş) Not: Kapak yapamadığım için böyle.