24.Bölüm

202 10 0
                                    

Daniel nefes nefese uyanmıştı. Yatakta oturur bir hale geldi. Yüzünü ovuşturup yanında bulunan sudan bir yudum içti.

Nefesleri biraz daha sakinleştiğinde ter içinde kaldığını fark etmişti. Banyoya gidip duşa girdi. Hızlıca duştan çıkıp üzerini giyindi ve odadan çıktı. Hızlı adımları onu Su'yun kapısının önüne getirdiğinde durmuştu. Kararsızlıkla hafifçe kapıya dokunup biraz bekledi. İçeriden ses gelmediğini duyunca içeriye girdi. Bahçe ışıkları az da olsa odayı aydınlatıyordu.

İçeriye girip Su'yu gördüğü anda onun kendisine baktığını fark etti.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır... Sadece kabus gördüm. Seni kontrol etmek istedim. Uyandırdım sanırım."

Su başını sallayıp geri yatınca Daniel yanına gelip örtüsünü kontrol etti. Ardından odadan çıkıp kendi odasına döndü. Odadan çıktığı anda karşısında ona silah doğrultan David'i bulmuştu.

David, Daniel olduğunu anlayınca silahı indirip ona ters ters baktı. "Rüyanda mı gördün? Gece gece derdin ne?"

Daniel onun bakışlarını fark etmese de kızgın olduğunu sesinden anlamıştı. "Kabus gördüm."

David başını sallayıp arkasını döndü ve odasının kapısının önüne geldi. Eli kapı kulpundayken Daniel'a bakıp "Uyanmış mıydı?" diye sordu.

"Uyanıp bana bakıp geri yattı."

Başını sallayıp odasına girdi. Daniel onun arkasından bakarken az önce yaşanan anı düşündü. David değil de başkası olsaydı. Vurulabilirdi. Daha da önemlisi Su vurulabilirdi. Kabusuna odaklandığı için David'i fark edememişti.

Gerginlikle odasına döndü ve yatağına yattı ama aklındakiler yüzünden bir türlü uyuyamamıştı.

Sabah olduğunda öylece tavana bakarken kapısının çalınması ile oturur hale geldi. "Girebilirsin."

Kapı açıldığında Su kapıyı aralayıp durdu. "Uyandırdım mı?"

Daniel başını iki yana sallayıp elini hafifçe yatağa vurdu. Su kapıyı kapatıp yatağın ucuna oturduğunda onun üstünü değiştiğini fark etmişti. "Ne zaman uyandın?"

"Bilmiyorum. Oldu biraz." dudağını ısırıp devam etti. "Şey gece odaya geldin değil mi?"

Başını salladı. Su "Kabus gördüğünü söylemiştin yanlış hatırlamıyorsam. Çok mu oluyor?" diye sordu.

David kardeşinin endişeli gözlerine baktı. Birazcık suçluluk gördüğünde "Çok değil. Kendini mi suçluyorsun sen?" diye sordu.

"Hayır tam olarak suçlu olduğumu düşünmüyorum ama sebebi biraz bile olsa benim."

Daniel hafif kaşlarını çattı. "Sen değilsin. Sana, bize bunları yaşatan suçlu. Bir daha böyle düşünme." Kaşlarını düzeltip gülümsedi. "Biz yıllardır senin yanımızda olacağının hayaliyle yaşıyoruz. Senden gelen kabus olsa bile seve seve kabulüm."

Su dudaklarını birbirine bastırıp gülümsemeye çalıştı. "O yüzden mi polis oldun?"

Daniel burukça gülümseyip başını salladı.

"Dikkat et olur mu? Siz neler yapabileceğini saha iyi bilirsiniz ama yine de benim için daha dikkatli olur musun?"

Daniel gülümsemesini genişletip "Sarılabilir miyim?" diye sordu. Su başını salladığında onu kendine çekip sarılmıştı. Su da kollarını hafifçe sardı ona.

Kapının çalınmasıyla Daniel başına çok hafif bir öpücük bırakıp ayrılmıştı. Su bu öpücüğü hissetmemişti.

"Girebilirsin." dediğinde odaya Patrick girmişti. Patrick Su'yu gördüğünde şaşırıp gülümsedi. Daniel için sevinmişti. "Biz sonra konuşuruz. Sizi bölmeyeyim."

Belki Tesadüf Belki Kader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin