GUREN ICHINOSE
Üzerindeki son parça olan iç çamaşırını da çıkarırken kalbin yüksek sesle atıyordu. Duş perdeleri vücudunu kapatmıştı ama bu, erkekler duşunda olduğun gerçeğini değiştirmiyordu.Planına uyması için Shinya'ya güvendin. Ona talimat verdiğin gibi Guren'i getirip yanına kilitleyeceğine inanmıştın çünkü arkadaşına biraz mutluluk getirmeyi amaçlamanı anladığını biliyordun. Mükemmel bir plan değildi. Ama işe yaramalıydı.
Vanayı çevirdin ve üzerine sıcak su aktı. Damlacıklar tenini süslerken gözlerini kapattın. Kısa süre sonra hava, buharın davetkar sıcaklığıyla doldu. Su gerçek uzunluklarını ortaya çıkardığında saçların kısa sürede arkanda uzadı. En sevdiğin duş jelinden biraz aldın ve köpüğüyle tenini kapladın. Tatlı aroması etrafındaki sise karışarak duşun dört bir yanına yayıldı.
"Sana söylüyorum Guren, sadece bir duşa ihtiyacın var." Shinya'nın sesi kapının dışından geldi ve yüzüne bir gülümseme getirdi.
"Sana ne oldu? Sana yapmayacağımı söyledim."
Gözlerini devirdin. Guren senin orada olduğunu bilseydi bunu bu kadar zorlaştırmazdı.
Kapı açıldı ve Shinya'nın sesi kulaklarına daha yüksek geldi, "Biz arkadaşız değil mi? Bana bu seferlik güven."
Yüzünü göremiyordun ama Shinya'nın her zamanki gülümsemesini taktığını biliyordun. Duşların olduğu bölüme doğru birkaç garip adım sesi yankılandı.
"Zaten birileri kullanıyor." Guren'in ses tonu sert geldi, "Mahremiyeti seviyorum"
"O zaman bu kapıyı kilitlemek isteyebilirsin." Shinya'nın sesi neredeyse kapanan kapının arkasında boğuldu.
"Shinya!" diye haykırdı Guren.
Tekrar kapıya doğru ilerlediğini duyabiliyordun. Dürüst olmak gerekirse, bazen çok yoğun olabiliyordu. Ama yine de, Shinya'ya ona hiçbir şey söylememesi talimatını veren sendin. Vücudundaki köpüğü yıkarken mırıldanmaya başladın. Guren'in ofisinde plağı olduğunu bildiğin bir şarkıyı seçtin. Bir an hareket etmeyi bıraktı. Sonra kapıyı kilitlerken hafif bir "klik" sesi duydun.
Yaklaştı. Kapalı perdenin ardından gölgesi belirdi. Kumaşın içinden birbirinizin karanlık ve çarpık figürlerine bakarken gülümsemeni zar zor engelleyebiliyordun.
"Orada kim var?" uzun bir sessizliğinin ardından konuştu.
"Bilmiyorum herhangi biri olabilir." Diyerek kıkırdadın.
Parmakları bölmenin içine uzandı ve perdeyi önce hafifçe, içeri girmesine yetecek kadar, sonra da sonuna kadar çekti. Sen parmaklarınla ıslak tenini okşarken, o sadece ara sıra sana bir bakış atmaktan kaçınırken, orada suskun bir şekilde durdu. Düzensiz nefesini dizginlemeye çalışırken yutkunduğunu duyabiliyordun. Kıvrımlarını incelerken göz göze geldiğinde gülümsedin.