Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birinin bu kadar az şey yaparak mükemmel görünmemesi gerektiğini biliyorsun.
Yuvarlak gözlükleri güzel burnunun üzerine konmuş ve önündeki ders kitabını okurken dudaklarını büzmüştü. Çikolatacı olmak için aşçılık okulunda hararetle çalışıyordu. Planları, işi bittiğinde Fransa'ya taşınmaktı (elbette onunla gidecektin) ve hiçbir şeyin onu bunu gerçekleştirme hedeflerine odaklanmaktan alıkoymasına izin vermeyecekti.
Ve ne yazık ki, bu duygu sizin içinde geçerliydi.
Üniversite, stajyerlik ve ek Fransızca dersleri arasında son derece meşguldü ve birbirinizle en son ne zaman doğru dürüst vakit geçirdiğinizi hatırlayamıyordunuz.
Bu sürecin kolay olmayacağını biliyordun ama erkek arkadaşından ilgi görmeyeceğini tahmin etmemiştin. Onun zamanına ve alanına saygı duymanız gerektiğini biliyordunuz, ancak zaman kısıtlamaları nedeniyle onunla randevulara çıkamamak veya onunla film izleyememek kalbinizi sızlatıyordu.
"Tori?" dikkatini çekmek için ona seslendin.
Gözlerini odaklandığı sayfadan ayırmadan sessizce mırıldandı.
"Ne yapıyorsun?" omzunun üzerinden baktın ve parfümün tüm duyularına firar etti. Göğsünün yumuşaklığını ona doğru bastırdığını hissedebiliyordu ve zor topladığı bir irade ile onu başından savdı.
"Kimya sınavıma çalışıyorum. Sen ne yapıyorsun?" alay etti, sesinin tanıdık melodik ışığı kulaklarınızda süzülüyordu.
Genellikle bu noktada Satoru sizi kucaklamak için kollarını açardı ama bunu henüz yapmadı. Gözleri önündeki sözcükleri ve denklemleri anlamlandırmaya çalışırken fazlasıyla odaklanmış durumdaydı.
Bu kadar duygu yüklü olmayı beklemiyordun ve belki de öyle olman saçmaydı. Dokunması için can atarak kollarını uzatırsın. Herhangi bir temas için, gerçekten.
"J...j'ai besoin d'un calin." (Sarılmaya ihtiyacım var.)
Satori, fransızca kelimeleri duyduğunda, yaptığın şeylerin başından beri farkındaydı. Ama dil pratiği yaptığınızı dinlerken kendini mutlu hissediyor. Tabi ki mükemmel değildi ve sözlerinde tökezliyordun ama elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordun ve bunu yaparken çok tatlıydın. Seni yiyebilirdi.
"Gel." boştaki kolunu açtı ve seni yanına sarılmaya davet etti. Yanına kıvrılmana izin vererek çalışmalarına kaldığı yerden devam etmeye başladı.
Kollarınızı gövdesine doladığınızı hissediyor, parmaklarınız onun yan taraflarında nazik daireler çiziyor. Bu duygu karşısında derince iç çeker, bu kadar hassas olduğunu görmezden gelmeye çalışır - özellikle de parmaklarınız kalça bölgesinde gezerken sakin kalmaya çabalar.
