Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Elmalı turtanı bitirecek misin?" Kenma her zamanki düz ses tonuyla sordu.
İsteği üzerine gülümsemeden edemediniz - nadiren bir şey isterdi bu yüzden bunu paylaşmaktan fazlasıyla mutluydunuz. Ona, yarım dilim olan küçük tabağı verdin. "Teşekkürler." sana baktı, ağzının köşeleri hafifçe yukarı doğru kıvrıldı.
Bazen seni ne kadar etkilediğine dair bir fikri olup olmadığını merak ediyordun.
"Yanağında biraz krema var." Masanın diğer tarafına uzandın, temizlemek için dilini nazikçe onun derisine sürttün.
Sana 'Ben kendim temizleyebilirdim' bakışıyla baktı ve omzunu hafifçe ittiğinde gözlerini devirdi. "Seni seviyorum Kenma" diye kıkırdadın.
"Ben de seni seviyorum," diye yanıtladı, gözleri hala çatala odaklanmış halde turtanın son parçasını alırken.
En bariz gerçekmiş gibi kolayca söylenen sözlerle göğsünüzde bir sıcaklığın yükseldiğini hissettiniz - Kenma'nın her zaman demek istediği şeyi direkt söylemesine bayılıyordunuz. Heyecanlandırıcıydı.
"Şimdi ne yapmak istersin? Birlikte bir şeyler oynayalım mı yoksa biraz kestirmek ister misin? Daha saat erken," diyerek beklentiyle sana baktı ve seni düşüncelerinden sıyırdı.
Sakin bir Cumartesi öğleden sonraydı ve yağmur yağdığı için gün boyunca evde kalmaya karar vermiştiniz, evinizin rahatlığı böyle günlerde ikiniz tarafından da hareketli şehre göre tercih ediliyordu.
İlişkiler karmaşık olmak zorunda değildi, diye hatırlattın kendine sandalyeden kalkarken, geriye doğru esnerken onun sorusunu düşündün.
Biraz uykulu olduğun doğruydu, soğuk hava hep böyle etkilemişti seni ama bütün gün yatakta yatmak da istemiyordun. Bunda yanlış bir şey olduğundan değil ama en sevdiğiniz kişiyle, önünüzde oturan ve sizi dikkatle izleyen adamla zaman geçirmek istediniz.
"Bana senin ve Hinata'nın her zaman oynadığı o çevrimiçi oyunu oynamayı öğretmeye ne dersin?"
"Evet, sana Shoyo'yu nasıl yeneceğini göstereceğim." diyerek gülümsedi ve seni oturma odasına götürmek için elini uzattı.
Beş saatin geçtiğinin farkında bile değildiniz ve o size Hinata'nın deyimiyle "Sokak Dövüşçüsü yollarını" öğretti ve Kenma'nın size gösterdiği tüm hareketleri, kontrol kombinasyonlarını hızlıca öğrenmek için elinizden gelenin en iyisini yaptınız.
Ne zaman bir hata yapsanız sabırlıydı, her şeyi dikkatli bir şekilde açıklıyor ve size oyun hakkında rastgele gerçeklerin yanı sıra ipuçları veriyordu.
Onun bu tarafını görmeyi seviyordun. Ne zaman tutkularından bahsetse yüzü aydınlanıyor ve sesi daha enerjik çıkıyordu. Bir şekilde onu daha da güzel gösteriyordu.
