"Neyse çıkışta bir işin var mı?"
Erva ile beraber sınıflara yürüyorduk.Aslında sohbeti hoş bir kızdı,bana ilgisi olduğunu düşünmüyordum.Her iltifat eden size aşık değildir.
"Bizimkilerle konuşup haber veririm olur mu?" Bugün cumaydı ve biz her cuma bir şeyler yapmaya çalışırdık.
"Olur,dumanla iletişimi bilmiyorum.Numaranı verir misin?" Dediğinde anlamaz gözlerle ona baktım.Sonra aklıma gelmiş ki bir 'ha' sesi çıkarıp ona gülümsedim.
"Telefonunu ver yazayım." Tarihte en hızlı numara verme olayım olabilirdi.
Telefonunu bana uzatınca kendi numaramı yazdım sonra kendimi çaldırıp telefonu ona uzattım.
"Akşam haberleşiriz." Diyip gülümsediğinde bende el sallayıp sınıfıma doğru yürüdüm.
Sıraya oturmamla Cemre ve Gökçe'nin delici bakışlarıyla karşılaştım.Emre ise sınıftaki yeni çocuklardan birinin yanına oturmuş muhtemelen bitcoin,borsa veya 3 yılda dolar düşüşü gibi konuları anlatıyordu.
Korkarak Cemre'nin yanına oturdum.
"Bize haber vermeden o kızın yanına damlamanın sebebini neye yoralım he Nazlı?" Cemre'nin sesiyle ona döndüm.Gökçe ise gözlerini kısmış bana bakıyordu.
"Eliz'i sinir etmenin yolunu bulmuşum kızlarım,kaçırır mıyım sizce ben bunu?"
"Kavga yok demiştik,anlaşacaktık hani."Cemre'nin biraz yüzünün düşmesiyle koluna dokundum.
"Saçmalama Cemre kavga yok, yıllar boyu kışkırtmalarına karşılık bir kışkırtma yapıyorum sadece." Dediğimde biraz daha yüzü düştü.Tam ne olduğunu soracakken Gökçe lafa girdi.
"Bugün çıkışta iki grup Destan'a gidelim diyecektik,Deniz ile konuşmuş hanımefendi."
Gözlerimi açtım,şaşırmıyordum aslında konuşmalarına hatta sevindimde diyebilirim.Üzülmesin yeterliydi.Dert ettiği konuyu anlayınca gülümsedim.
" Sorun olmaz Cemre, yine onunla otururum ki.Ateşkesi boşuna yapmadık sonuçta." Diye fısıldayarak konuştuğumda gözlerinin parladığına an be an şahit oldum.
"Senin götünü yerim,kabul etmeyeceksin diye ödüm mideme girdi." Diyerek abartılı bir 'oh' edasıyla arkasına yaslandı.
"Cemre hazımsızlığın mı var çocuğum." Edebiyatçının sesiyle irkilirken gülmemek için kendimi zor tuttum.Edebiyatçı Zerrin hoca kısa boylu tombik, gözlüklü bir İstanbul hanımefendisiydi,şu an çok tatlı görünüyor.Yiyeceğim seni küçük kadın bu tip ne.
"Yok hocam kusura bakmayın." Cemre'nin şapşallığına gülüp dersi dinlemeye başladım.
---
Yoğun geçen bir okul günü ardından çıkış zilinin çalmasıyla Hakan ve Deniz'in sınıfa dalması bir olmuştu.Hakan şu dünyada herkesle anlaşabilen bir tip,yerim ya.
"Hadi kızlar gidiyoruz." Deniz'in sözüyle arka taraftan Emre'nin sesini duydum.
"Alındım,gücendim." Arkamı döndüğümde elini kalbine götürmüş yalan kırgınlıkla Deniz'e bakıyordu.Göknur'a baktığımda onunda gülüyor olduğunu gördüm.
"Çok pardon kayınço ya." Demesiyle kahkahamı patlattım.Cemre şu an eminim ki kafasını sıraya gömmek istiyordu.
Onlara gülerken hazırlanıp sınıftan çıktım.Okulun önüne geldiğimizde Eliz'in bizi bekliyor olduğunu gördüm.
"Oh be, şam şeytanı gelmiyorsa iyi." Emre'nin sesini duyduğumda ona döndüm tam cevap verecektim ki Tarık'ın yanımızda belirmesiyle gülmemi bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...