-Köprüden önce son çıkış-
"Nazlı kalk anneciğim, misafirlerimiz gelecek birazdan biliyorsun."
"Anne bu kibarlık ne böyle! Lütfen özüne dönüp ablamı ayağından sürükler misin?"
"Arda sinirlendirme beni çocuğum bugün medeniyet doluyum."
"Onu hemcins ilişkilerine onay verdiğin gün anlamıştık, anneannem gençliğinde koyu solcu olduğunu söyledi. Hatta ve hatta her kavgalarda bulunduğuda. O zamanlar neredeydi medeniyetin güzellik?"
"O zamanların davasıydı o,80'lerde çocuk olsakta bir kinle büyütmüştü bizi deden. Ayrıca ne bu sorgu vallahi terlik geliyor Arda!"
"İşte özün reis, selametle. Başbuğ Ayla komutan!"
"Aynı halası aynı!"
Mışıl mışıl uyuduğumu sanan ailem, odamda bağıra çağıra kavga ettiğinden dolayı bu güzel alemden koparılmıştım. Odamdan çıkmış olsalarda hala sesler duyuyordum. Boş boş cama bakıyordum.
"Bir insan neden sabahları bu kadar enerjik olurdu ki." Dedim sessizce.
"Ne sabahı Nazlı, saat 12 ya." Diyen annem ışık hızıyla odamın kapısından geçmişti. Geçerkende bunları söylemişti.
"Anne sana Edward diyebilir miyim?" Dedim hala cama bakarken. Fısıltıyla söylediğim şeyleri duyuyordu.
Kapıdan kafasını uzatmasıyla "Edward kim?" Demişti şaşırır vaziyette.
Ya ben bağırarak konuşuyordum yada odamdan dışarıya bir hopörlör sistemi vardı.
Ayrıca bu sesimi duyan, hey gidim hey! Bizim hiç gizlimiz saklımız yoktu o zaman.
Kafamda yanan ampul ile hızlıca doğruldum. Saat 12'ydi!
Annem,Eliz ve annesini öğle vakti çaya çağırmıştı.
Öğle vakti çaya!
"Hassiktir!" Diye mırıldanarak hızla yataktan kalktım.
"Küfür yok!" Diye bağıran annemi görmezden gelip hızla duşa girdim.
Kısa bir duşun ardından saçlarımı kurutup suratıma minik bir makyaj yaptım. Üzerime ne giyecektim?
Benim beyaz spor elbisem neredeydi!
"Anne! Beyaz elbisem nerede?" Diye çığırdıktan sonra dolabımın içine girdim.
"Ah çocuğum, kör bakışlım çekil." Diyerek beni dolaptan ayıran anneme 'senin için savaşacağım' bakışlarımı yolladım.
Şipşak hızla elbisemi bulup göğsüme bastırırken hala o minnettar bakışla anneme bakıyordum.
"Şapşal." Diyip kıkırdamasıyla bakışımı bozmadan onu odadan yolladım.
Üzerimi giyindikten sonra saatin öğlen bir olduğunu görerek odamdan çıktım.
"Arda sen evde misin?" Diye sordum, benim için önemsizdi. Kayınvalidem ile müstakbel eşim gelecekti. İsterse firavun dirilip buraya gelsin, hoşgeldin canım diye içeri geçirir çay içirirdim.
"Yok Hakan abime çıkacağım, Emre abide gelecekmiş." Diyince anladığımı belirten yüz ifademi takındım.
"Anne çok heyecanlıyım ben, ne yapacağım. Üstüm güzel mi?" Diye annemin yanında dönmeye başladım.
"Kızım dur semazen gibi dönme etrafımda." Diyerek beni eliyle çekiştirip ocağın yanına koydu "Şu sosa bak ben gelene kadar." Demesiyle coğrafya kaderindir diyerek sosa baktım. Annem çeşit çeşit yemekler yapmıştı ki yarısını Arda yapmıştır emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...