-hortlak yazarınız iyi seyirler diler-
Gökcan abinin sesini duyup hızla camdan dışarıya üç kafa şeklinde çıkmamızla birlikte ,sonunda ayakta doğru düzgün duramayan bir adet Gökcan abi ile karşılaşmıştık.
Kulağına götürmüş olduğu telefon ile birlikte gözleri bir kat yukarımızda olan Hakan'ın odasını izliyordu.
Allahtan Hakan ve benim odam mahalleye bakan bir tarafta değildi fakat bizim bina ve arka sokağımızdaki bina çok rahat bir şekilde sesleri duyabilirdi. Riskli!
"Abi! Ne yapıyorsun sen?" Gökçe'nin sorusuyla birlikte yukarıya bakan gözlerinin odağı bu sefer biz olmuştuk. Hafif hafif gözlerini kısıp bize iyice yaklaşmasıyla birlikte bizde gözlerimizi kıstık. Kafalarımız zor sığmıştı ve sanırım kemik erimesi başlangıcım şu an,
"Ne yapıyor gibi görünüyorum? Hakanla sohbet amaçlı burdayım ben." Diyip hıçkırdı. "Şu an." Dedi tekrardan.
Alnımı penceremdeki demirliklere yaslamaya başladım, biri bitse diğeri başlıyor arkadaş.
"Görüyoruz abicim ne yaptığını? Niye bağırıyorsun demek istedi Gökçe." Dediğimde bana bir bakış attı.
"Dünden beri açmıyor telefonlarımı ne yapayım? Bir dakika lan." Diyip kafasını yukarıya kaldırıp tekrardan bize döndürdü. " Dünden beri açmıyor telefonlarımı lan? HAKAN!" Diyip tekrar gürlemesiyle kafamı endişeyle kapıya çevirdim. Her an annemler ' ne oluyor kardeşim ne bu tantana' diyerek odaya dalabilirlerdi. Ya da Gökcan abiye dalabilirlerdi.
"Abi sakin olur musun! Bağırma, bekle arayalım bizde hallederiz otururuz konuşuruz." Dememizle bize bakan gözler tekrardan yukarıya çıktı, gülümsedi.
"Ne bağırıyorsun akşam akşam camın dibinde!" Diyen sesle kafamın izin verdiği kadarıyla demirliklere yapışıp yukarıya bakmaya çalıştım, beceremedim pek.
"Hakan, Hakancım aç telefonu da bir konuşalım he?" Demesiyle tekrardan kafayı yukarıya kaldırmaya çalıştık.
"Lan ne konuşacağım seninle ben! Serserilik yapma." Dediğinde hepimizin kafası çoktan aşağıya inmişti.
"Bahse var mısınız Hakan kabul edecek." Diyen Cemre ile elimle kafasına bir tane geçirdim.
"Bazen Emre ile kuzen olduğunuzu unutuyorum, sende çok iyi hatırlatıyorsun amınakoyim." Dememle omuz silkti. Genlerinde var para akışı. Neyse önümde 3 sezonluk dizi çekiliyorken bunları düşünmemeliyim.
"Konuşacağız dedin! Beklerim lan burada." Demesiyle birlikte Gökçe sessizce fısıldadı.
"Ay kusacağım şimdi, abimin aşık halleri böyle mi?" Dediğinde Cemre güldü.
"Birde sikiştiğini düşün şimdi." Demesiyle Gökçe onu boğazlanmaya başlamıştı.
"Lan bi durun! Kaçıracağız sahneyi." Dememle Cemre bana göt attı.
"Kardeşin boğazlanıyor burada, asıl film burada. Bu film bir kardeşin kahpeliğini söz alıyor." Derken içli içli bana bakıyordu. Omuz silkip bende ona göt attım.
"Kaşınma sende pezevenk."
"...-dedim. Yarın sakin kafayla konuşuruz, tamam mı?" Diye bir soru gelmesiyle birlikte kocaman ağız gülümseyen Gökcan abiye baktım, ulan aşk.
"Tamam tamam, gidiyorum şimdi. Kızlar!" Diyip bize dönmesiyle bizde ona tutulduk. "İyi akşamlar! Aşk çok güzel bir halt, içmezseniz anlamazsınız efes malt." Demesiyle yüzümüzü ekşitip birbirimize baktık.
"Çakmak yaksam mahalle alev alacak daha fazla konuşma hadi." Yukarıdan gelen cümleyle bir tur kıkırdadım. Harbiden kokusu geldi. Gerçi bu adam viskiden başka bir şey içmezdi ama neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...