-İçerisi şampiyonlar ligi gibi, buyrun buyrun-
Bugün okulun son günüydü, yani bize göre son. Çarşamba günündeydik ve karneler basıldığından dolayı kral müdürümüz perşembe ve cuma günlerinde okula gelme durumumuzu ' size bırakıyorum' der ikinci dönem yoklamasına geçirmezdi. Tabii siktirnamelerimizi cuma günü alacaktık.
"Cemre son fırtı bana bırak."
"Abi yaksana yeni! En sevdiğim yeri sonu zaten."
"Canımı da al istersen Cemre."
"Of sus Emre!"
Atışan ikiliye bakıp hafif bir göz devirdim.
" Günaydınlar gençler." Diye ortama dalan Tarık ile gülümsedim. Hep bir ağızdan günaydına ait sesler çıkarmıştık.
"Eliz gelmedi mi?" Diyip çömeldiğim yerden hafifçe kalktım.
"Babasıyla gelecekler bugün, ders başladığında gelirler." Dediğinde hüzünle dudağımı büzdüm.
"Ay! Kıyamam manitisini de göremez diye üzülürmüş." Diyen Cemre'ye bakıp orta parmağımı kaldırdım.
"Bak bak hareketlere bak o arabada Deniz'de var, manitan değil kayınçon sanki amınakoyayım." Emre konuştuğunda ona gururlu bir anne edasıyla bakıyordum.
"Bizim üç yıl oldu, canım cicim aylarını geçtik sonuçta." Diyip çakma sarı saçlarını savurdu Cemre.
"Götümün üç yılı."
"Sus sen."
"Sen sus paçoz." Hala atışan ikiliyi izlemeyi bırakıp bize doğru gelen Hakan'a baktım. Büfeye uğraması gerektiğinden bizden geç gelmişti.
"Geldin mi aslan." Diyip gülümsedim. Gelen kişiye geldin mi denir.
"Geldim geldim, ne yapıyorsunuz burada?" Diye sormasıyla Tarık konuşmaya başladı.
"Ben Göknur'u bekliyorum, sevdiceğini öpecekmiş. Ayılamıyormuş. Gökçe'nin başında nöbetteyim." Diyip yanımızda oturan Gökçe'ye bir bakış attı.
Hülyalı şekilde yolunu gözlüyordu resmen ve çok tatlılardı.
Göknur, Eliz kadar duygularını belli edemeyen bir kızdı. Mesela Eliz'e deseniz ' seviyor musun Nazlı'yı?' O da derdi ki ' evet seviyorum' ama Göknur'a sorsanız aynı şeyi ' sanane lan orospuçocuğu' diyip kavga çıkarabilirdi. Aşk konularında ne bok yiyeceği belli olmuyordu. Bazen bir anda yükselip ' çok seviyorum' diye bağrışlarda yapabiliyordu. Manyak.
"Vay be." Diyen Hakan ile Tarık'ta gülümsemişti. Bende gülümserken aniden kafama vurulan ampul ile küçük bir sıçrama yaşayıp ağzımdan minik bir küfür kaçırmıştım.
"Bacınısikiy-.."
Oha!
"Ne oldu la Nazlı." Diyen Hakan ile ellerimi ona kaldırıp bir şey yok imajı verdim.
"Nazlıya geldiler yine amınakoyim." Emre'ninde yaptığı yorumla birlikte, Hakan ile Tarık'ı aynı çerçeve içerisine koymuştum.
Hakan'ın benden istediği şey tam olarak Tarık'a uygundu. Adam hem eşcinsel, hem yavşak. Hemde iyi bir oyuncu!
"Yenge niye öyle bakıyorsun sen bana?" Diyen Tarık ile yerimden irkildim.
Hiç yav! Arkadaşıma yamıyordum seni iki dakika.
"Dalmışım dalmış." Diyip gözlerimi gelen kişiye çevirdim, diğer eleman suratsız bir şekilde ortama giriş yapmıştı. Namı değer pitbull Göknur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...