-LunadanHikayeler iyi seyirler diler
Fazlasıyla sorumluluk üzerime binmiş, on dakikada yaklaşık +40 yaş almıştım. Bana iş vermeyin arkadaşlar. Bana sır vermeyin, bana görev vermeyin. Bezgin bir ifadeyle oturduğum pufa iyice yayılıp boğazımı temizledim.
"Bunu neden istedin ki şimdi sen benden?" Dememle birlikte oturduğu yerden dikleşti.
"Kıskandırma çalışması." Diyip göz kırpmasıyla bu sefer ben yerimde dikleşmiştim. Resmen rus ruleti.
"Kendimi çok sorumluluk sahibi hissediyorum şu an-.." diyip durdum. "Cinsiyeti ne olsun abim?" Diye devam ettim. Güldü.
"Oyun icabı, ayarla dediysem öpüşmeyeceğim karşısında. Normal oturacağız sizle ne yapıyorsam onu yapacağım. Maksat yanlış anlaması." Dediğinde gözlerimi kıstım.
"Bunu niye Cemreden istemedin üç saniyesini almazdı be kardeşim." Cümlemi duymasıyla birlikte inanamaz gözlerle bana bakmaya başladı.
"Yedi düvel duysun sonra amınakoyayım, sabah gazetesi manşeti bile yapar o, nasıl anlatayım?" Demesiyle ona hak verdim. Doğru söylüyordu. Yapardı.
"Tamam düşüneceğim bunu." Diyip arkama yaslandım. Cümlemi duyunca aniden ayağa kalkıp kapıya doğru baktı.
"Gidip bir şeyler yiyim lan acıktım." Demesiyle bende oturduğum yerden kalktım.
"Harbi , hadi." Diye elimle iteleyerek odadan çıkardım onu.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete a dostlarım!
———
Bugün matematik sınavı günüydü, bugün korku filmi günüydü. O gün, bugündü arkadaşlar.
Hepimiz teletabiler misali paytak paytak okula yürümeye çalışıyorduk. Hepimizin kafasında matematik sınavı olacağı dönüyordu, Hakan dışında.
Bence o Gökcan abiyi düşünüyordu. Neyse. Yorum yapmayacağım. Okula ulaşmak üzereydik çünkü, matematik.
Okulun önüne varmamızla birlikte her sabah ki rutin işlemim olan etrafı aradı gözlerim. Sevdiceğimi yani.
Ama görememiştim, tabii sonra teknoloji çağı, telefon, iletişim falan her şeyin kuruluşu aklıma gelmeye başladı. Sohbetini açıp mesaj yazmaya başladım.
Ben= Günaydın sevgilii, neredesin?
Yazıp mesajı yolladım, kafamı arkadaşlarıma çevirmemle birlikte herkesin suspus okula bakıyor olduğunu gördüm.
Sanırım tek ayık bendim.
Bildirim sesiyle birlikte telefonumun ekranını kendime çevirdim.
Eliz= Günaydın güzelim, öğle arası geleceğim çok uykum var.
Mesajı okumamla birlikte kaşlarımı kaldırıp mesaja bir süre baktım. Tam cevap verecektim ki Cemre'nin tipine zıt şen şakrak sesiyle onun tarafına döndüm.
"Hassiktir! Yeni öğrenci gelecekti bugün. 12. Sınıf." Demesiyle hep birlikte gözlerimizi devirdik, konuşmaya başladım.
"Ee Cemre?" Dememle bana dönüp sinirle bakmaya başladı.
"Ne meraksızsınız arkadaş, 75. Yıl ticaret lisesinden gelecek kızım!" Demesiyle Emre bir ıslık çaldı.
"Genelde leş liselerde bir tane düzgün insan olur ya hani, inşallah o insan o insandır ya." Demesiyle kafa salladım, Gökçe lafa girdi.
"Harbiden çok sorunsuz bir okulmuşuz gibi, sıçtıkta sıvıyoruz misali." Dediğinde bu sefer ben girdim konuya.
"Evcilleşir bu okulda, tamam harika öğrenciler yok ama birbirine sahip çıkıyor genelde hepsi. Tam bir sevgi yumağı bu okul." Dediğimde 'hassiktir oradan' tanılı bakışları yakaladım. Ama en çok Emre bu bakışı yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...