Pitbull Göknur-İmam Götçe 1

852 70 36
                                    

- Göknur ile Gökçe nasıl başladı? İsterseniz okumayabilirsiniz bir önceki bölümle alakası yoktur. Daha eski bir zaman dilimini anlatıyor bu bölüm. Ayrıca bu biraz hızlandırılmış bir versiyon, diğer bölümlerde anılar olacağından daha yavaş işleyeceğiz.İyi seyirler-

Günaydın Güneş, bugün ne güzelsin ya?

Ya da ben mi güzel görüyorum seni?

Yoksa sen mi yalan bir görüntüdesin?

Her sabah bu sorularımdan sıkıldın mı peki?

"Gökçe, kahvaltı kızım."

"Tamam baba!"

Babamın sesini duymamla yatağımdan inip penceremi güzelce açtım, üzerimi değiştirmeden salondaki minik masamıza yerleşip kahvaltımı yapmaya başladım.

Karşımda oturup yemek yiyen babamı göz hizama aldım, kırışıklıkları iyice artıyor gibiydi.

Gerçi annem öldüğünden beri yüzü böyle kırışıkmış, onu gençleştiren annemmiş dediğine göre.

Anne eksikliği, belkide hayatta biraz olsun bana sorumluluk öğretebilen tek olaydı.

Sanırım büyüdükçe özlemim daha çok artıyor ve bilincim daha genişlediği için bu durumu daha iyi kabulleniyordum.

"Yemeğini yesene Busem." Babamın sesini duyduğum an irkilip "Dalmışım." Diyerek tabağıma yöneldim tekrardan.

İkinci adım Buse ve babam arada bir bunu kullanıyor. Sanırım Buse'yi daha çok seviyorum.

Ah be babam, hayat oğlunu hapishaneye ,eşinide mezara gönderecek kadar sevmemiş miydi seni acaba?

Ya da çok sevdiğinden midir?

"Ellerine sağlık babacığım, üzerimi değişip çıkıyorum ben." Masadan kalkarken ufak bir açıklamayla birlikte bir öpücük atmıştım kendisine.

Daha sonra odama gidip üzerimi değiştirerek kapıdan dışarıya koşarcasına çıktım.

"Günaydın Göklerin çe'esi." Diyen arkadaşıma saf saf baktım.

"Günaydın Emrecim günaydın." Diyerek ayakkabılarımı giydim.

Evlerimiz yan yanaydı bu yüzdende Cemre'nin kapıdan çıkmasını görebiliyordum.

"Nazlıyla Hakan nerede?" Dedim dikilirken.

"Geliyorlar aha." Derken eliyle gösterdiği yere gözlerimi kısıp bakıyordum sadece. Buğuluydu.

"Oğlum ben miyopum lan." Dedim gözlerim kısılıyken.

"Bu kaç la Gökçe." Eliyle iki işareti yapan Emre'ye tepki bile verememiştim.

Arkadaş kaç senedir bu haldeyim, kaç senedir aynı soruyu soruyorsun ya? Bari sayıyı değiştir iki yapma!

"Günaydın canlar!" Nazlı'nın şakımasıyla birlikte hafifçe gülümseyerek ona baktım, çiçek gibiydi gören herkesi gülümsetirdi benim can dostum.

"Hadi okula hadi." Diyen Hakan'dı. Şaşırtmazdı zaten, ama onada gülümsedim tabii ki.

İsterse biri ' bakın donuma sıçtım' diyip donunu çıkarsa onada gülümserdim. Ben buyum.

Ama sadece bu dört kişiye.

Beşinci kişi henüz var olamadı.

-

"Elizleri görüyor musun? Tutuluyor bu yine kim kuyruğuna bastı bunun?" Gelen cümleye karşılık hepimizin kafası otomatik karşı okula yüklenmişti.

Nazlı Kuş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin