Nazlı Kuş (GxG)

-43-

-LunaYapım gururla sunar, iyi seyirler-

"Ben sana demedim mi ayrılmayacaksın diye Nazlı?"

Kendimi sorguda gibi hissediyordum.

"Bir anda söylenir mi Allah aşkına, neden yaptın?

Bu yavaş söylenecek bir olay mıydı? Zaten bu kadar zorlanıyorken.

"Çıldıracağım ya!" Diyerek saçlarını sıvayan Cemre'ydi.

Aramızda mantığı devre dışı olan kişi her zaman Cemre olurdu, bu tepkisini doğal görüyordum.

Herkes tepki gösterecekti, ama o bir tık fazlasıydı her zaman. Eğer Eliz benden ayrılmış olsaydı gider onun ağzına sıçardı ama bana bu kadar;

"Tamam üzerine gitmeyin,Cemre sakin ol kızım." Dedi Aslı abla. Pılımızı pırtımızı toplayıp Aslı Bacıya gelmiştik. O bizi paklardı bir tek. Sonra devam etti.

"Nazlım, yaptığın şeyi kimse desteklemiyor bunda hemfikiriz." Diyip gözlerime baktı, bende dolu dolu olan gözlerimi kapatıp açtım onay anlamında.

Derin bir nefes alıp "Neden bugün peki?" Dedi arkasına yaslanırken.

Kızlarda doğruldukları yerden beni izliyorlardı.

Gökçe, duygusaldı. Ağladı ağlayacak kıvamdaydı.

"Ailesinden bahsetti, dayanamadım. Eğer babası söylerse-.." duraksadım. "Annesinden bahsederken gözleri parlıyor Cemre. Sende biliyorsun Deniz ve Eliz nasıl ona düşkün?" Diyip bir umut gözlerine baktım Cemre'nin.

"Biliyorum nasıl düşkün olduğunu, ama o siktiğimin müdürü her ne sikimi söylediyse gider Deniz'e anlatırdım ben. Kaosun amınakoyim gerekirse çıksın kaos."

"Saçmalama Cemre, Deniz ailesiyle kötü olsun ister miydin kızım? Bu ne biçim konuşmak!" Demişti Aslı abla kaşlarını çatarak. Hem içimi soğutmaya çalışıyordu hem de Cemre'ye kızıyordu.

"İsterdim, gerekirse kavga etsin gerekirse ailemi sokayım. Aileler konuşsun yeterki çıksın." Dediğinde gözlerimi kapattım.

"Cemre, Eliz ve ben hemcinsiz." Dedim gözlerimi açarken.

Duraksamıştı, kafasına balyoz yemiş halini üç saniyede toparlayarak sigarasını alıp cama gitti.

"Karışmıyorum amınakoyim." Diyerek sigarasını yaktı.

"Ne yapmayı düşünüyorsun Nazlı?" Demişti Gökçe.

"Hiç." Dedim ellerime bakarken.

"Yarın göreceksin onu?"

"Gitmek istemiyorum."

Cemre'nin hışımla bana dönmesini izlemiştim "Gelmede bak nasıl sürükleyerek götürüyorum seni. O salak adamdan kaçıyorsun sen bilmiyor muyuz?"

Haklıydı, çünkü Eliz'i bırakmış olsamda onu görmek onu sevmek, bunları engelleyememişti babası. Sadece ilişkimizi kesmişti.

Ama o adamı görmek, istemiyordum.

Yakınlarım beni iyi tanıyordu.

"Geleceğim."

Gidecektim, gitmezsem beni harbiden sürüklerdi çünkü.

——

Ayakkabılarımı giymiş Hakan'ın koluna girerek bizimkilere doğru yürüyorduk.

Her sabah rutindi artık.

Heyecanlıydım.

"Nasılsın?" Demişti Hakan, çekinir gibi.

"İyiyim, sen?" Demiştim bende.