-baykuş yazar,iyi yolculuklar diler-
"Abi, sağdan döneceğiz sanırım."
"Tamam kardeşim navigasyon söylüyor ya."
"Abi sen sola dönecek gibisin."
"HasbinAllah. Yok kardeşim sağa döndüm bak, rahatla biraz."
Taksideydik, arkada tırnaklarımı yerken taksici abi ile Emrenin saçma sohbetini dinliyordum. Tanımadığım kızdan o saçma haberi almamla birlikte Cemre ben ve Emre okuldan kaçmıştık.
Eliz ve Deniz'i emniyete götürmüşlerdi. Haberimiz yoktu, gerçi nereden olacaktı ki?
"Göknur okula gelmemiş, haberi yok onunda. Aradım şimdi o da gelmeye çalışacak." Diyen arkadaşıma döndüm. Cemre de bir hayli gergindi.
"Oraya yakın oturuyor zaten." Dememle kafasıyla beni onayladı. Bende geri cama döndüm, hafif trafik var gibiydi ama gideceğimiz yere vardık sayılırdık.
Tahmin edemiyordum çünkü Eliz'in ne yapabileceğini veya ne yaptığını kestiremiyordum. O yüzden erkenden konuşup kendi anksiyete krizimi kendime sunmak pek tercihim değildi. Sakin ol Nazlı, kuşlara bak.
Kısa bir süre ardından taksinin duraklamasıyla geldiğimizi anlamıştım, hemen ücreti ödeyip arabadan inmiştik.
"Nasıl bulacağız Elizleri?" Dememle birlikte Emre konuşmaya başladı.
"Gireriz içeriye sorarız bende bilmiyorum." Demesiyle onu kafamla onayladım ve içeriye doğru yürümeye başladık.
Güvenlik sensöründen geçip avel avel etrafa bakmaya başladık, sürü insan sürü polis etrafta hafif tempolu koşturuyordu. Bu nasıl ortam ya?
"Şu danışmaya gidelim mi?" Diyen Cemre'ye bakarken sağ taraftan tanıdık yüzleri görmemle birlikte kalbimin gümlemesi bir olmuştu.
Eliz, Deniz ve bir adam yürüyerek konuşuyorlardı. Hemen Cemre'yi dürtüp baktığım yere bakmasını sağladım. Oraya doğru gidecektiki onu durdurdum.
"Dur kızım bekle, yanındaki adama bak." Dediğimde Emre'ninde gözleri oraya gitti.
"Ana! Bulduk ya." Demesiyle tekrar oraya döndüm. Konuşmaları bittiğini el sıkışıp gülümsemeleriyle anlamıştım. Samimi gülümseme değildi ama sonuçta gülümsüyorlardı. Kötü bir şey yok diye yorumladım.
Konuşmayı bitiren adamın ortadan tüymesiyle birlikte Eliz ve Deniz birbirlerine baktılar, yavaşça yürümeye başlarken kafalarını kaldırmasıyla bizi görmeleri bir olmuştu zaten. İkisininde fal taşı misali açılan gözleri biraz komiğime gitmişti. Neyse konu bu değil. Sonra gülerim.
Hızla yanımıza gelen adımlarını izledim, Eliz gelince ona sarıldım. Cemre de aynı şekilde Deniz'e. Ben konuşmadan Emre'nin konuşmasıyla bir kulağımı ona verdim.
"Arkadaşlar şimdi sormayalım, dışarıya çıkalım orda konuşuruz. Çünkü şu an bütün suçlarımı itiraf etmek üzereyim." Diyerek etrafa minik bakışlar atıyordu. Onu haklı bularak Eliz'in koluna girerek tabiri caizse kendisini dışarıya sürükledim.
Dışarıya çıktığım an konuşmaya başladım.
"Ne oldu, neden buradasınız?" Dememle birlikte Eliz sıkıntıyla ofladı.
"Mercan, şikayet etmiş." Dediğinde gözlerimi açtım. Bu sefer Cemre konuşmaya başladı.
"Ne için etmiş? Siz ne yaptınız ki?" Demesiyle Deniz gözlerini yerden kaldırmıyordu. Belli ki o konuşmayacaktı.
"Ya gittik konuştuk, biraz tehdit biraz hırpalama." Eliz konuştuğunda ona gözlerim kısık bir şekilde bakmaya başladım.
"Biraz?" Dememle Emre güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...