-39-

1K 86 53
                                    

- Çerezlik ara bölüm, çekirdeği olan var mı?-

Eliz ve ben,

Seviştik.

Eliz artı ben eşittir bir bütün olmuştuk resmen!

İnanmıyorum. Nasıl suratına bakacağım? Rezil olmuşmuydum? Suratım ne haldeydi?

Öf.

Düşünmekten kafayı yediğim bir noktadaydım sanırım, her ne kadar o an bu duygu bana çok ateşli bir his versede, şu an minnak bir kıvılcım etkisi bile vermiyordu.

Verdiği tek kıvılcım yanaklarıma olan hücumdu.

"Kuzenim? Ne oldu lan sana." Diyip beni dürtükleyen Didem'e omuz silktim. Yaklaşık yarım saattir kafam yastığa gömülü haldeydi. Bazen nefessiz kalıyordum o zaman kafamı azıcık sağa döndürüp nefes alıp tekrar eski halime dönüyordum.

"Şş, alo."

"Gider yengemi çağırırım bak." Demesiyle anında diklenip elimle omzunu tuttum.

"Destur çek destur." Diyip tuttuğum omuzundan onu yatağa indirdim.

"He şöyle? Uyandığından beri bir triplerdesin. Şu hale bak-.." sonra yanımdaki müzik çalan telefonu eline alıp sözüne devam etti " Lan bu şarkılar ne? Ayrıldınız mı ne oldu?"

Alt tarafı Müslüm Gürses çalıyordu ne alakası var ayrılıkla?

"Hayır! Ne ayrılığı tövbe. Öyle sabah sabah canım çekti."

İnanamaz gözlerle bana bakıp telefonumu işaret etti "Müslüm?" Dedi.

"He." Dedim kısaca.

"Adam yaşıyorken bile sabah sabah kendini hiç dinlememiştir eminim." Dediğinde ona göz devirip bağdaş kurdum. Sabah dediysek akşam 6 olmuştu bile. Öğle saatlerinde dönmüştük döndüğümüz gibi uyuyakalmıştık. Yinede uyandığımız her saat sabahtı bizim için.

"Ne olduğunu anlatacak mısın bebek? Yoksa ben kafamda kurup üzülmeyemi başlayayım."

Bunu nasıl anlatabilirdim ki? Ne diyecektim, Eliz ile ben, kenetlendik mi diyeyim? Didem bana kötü gözle bakmazdı ki. Gerçi bizim tayfadan kimse bana kötü gözle bakmazdı, asıl derdim anlatamayacak oluşumdu. Bu da benim utangaçlığımdan kaynaklı.

Aman sikerler!

Kafamı yerden kaldırmadan direkt konuya girdim"Biz dün Elizle seviştik." Hızlı bir şekilde söylediğim cümle ile birlikte aynı hızla yastığıma geri kafamı koydum.

Ses bekledim, fakat ses yoktu.

Biraz geçen süreden sonra kafamı kaldırmama yetecek bir sessizlik olmuştu odada, Didem şokta mıydı? Bayılmış mıydı?

Yastığımın üstünden hafifçe kafamı kaldırıp etrafa bakmamla birlikte gözlerimi kocaman açtım.

Kapıda Cemre ve Gökçe duruyordu, umarım duymamışlardır. Saklayacağımdan değilde şu an öğrenmeleri garip olurdu.

Gerçi ağızları ve gözleri 2 metre açık put şekilde durmaları normal değildi ama, yinede gerginliği silip güzelce gülümseyerek el salladım kapıdakilere.

"Selam karılar." Diyerek şakıdım hala el sallarken.

"Nazlı." İlk konuşan Cemreydi.

"En sevdiğim ,buyur söyle." Hala el sallıyordum.

"Siktim seni Nazlı." Dediğinde el sallamayı kesip ayıplar bir biçimde ona bakmaya başladım.

"Ne kadar ayıp? İnsan bacısına? Hiç!" Diyerek yataktan ayaklarımı sarkıttım, Didem ise şok halinden çıkmış gülmeye başlamıştı. Onu görünce bende gülmeye başlamıştım.

Nazlı Kuş (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin