"Bu yüzden arkadaşız, sanırım. arkadaşlık bu demektir: deneyimin önyargılarını paylaşmak."
Her birimiz hızla Edwin'in odasında bulunan koltuklara yerleşirken, Edwin hemen önümüzdeki sehpanın üstüne çoktan dizilmiş shot bardaklarına votkalarımızı koydu ve hemen dudaklarına doğru götürüp, "Güzel ve tıka basa dolu daha nice gecelere." dedi.
Nell hemen itiraz ederek, çoktan Edwin gibi içmek üzere dudaklarımıza götürdüğümüz bardaklarımızı tutan ellerimizin havada duraksamasına sebep oldu. "Asla bunun için shot atılmaz!"
"Nedenmiş?" diye sormakta vakit kaybetmedi Edwin kaşlarını çatarak.
"Evren mesajını yanlış anlayabilir de ondan." derken cidden kendinden emin görünüyordu.
Bense, "Ne gibi?" demekten kendimi alamadım.
"Bir düşünsenize?" dedi bakışları dikkatle hepimizin üstünde gezinirken. "Kulüp neden tıka basa dolu olabilir?"
"Müşteriler yüzünden?" diye kendi mantıklı fikrimi yürüttüm ancak ben de dâhil kimse sözlerime -en azından Nell'in kendine güvendiğinden- fazla güvenmiyordu.
"Mesela kulübü dolduran o insanlar bir Zombi istilasından sonra kulübe sığınmış olabilirler, ya da bir uzaylı saldırısından sonra." dedi. "Hatta belki de kulübü yağmalamak için buraya gelirler." derken gözlerini kocaman açmış dehşet içinde gibi görünüyordu.
Bir de ben fazla aktif bir hayal gücüm olduğunu düşünürdüm. Netice de dev örümceklerle ayda bir kaç kez uğraşan bendim. Hatta bence fazla fantastik ve bilimkurgu okuyor, ya da izliyordu ancak nedense yine Edwin ve Grace'in bakışlarından, Nell'in sözlerinin en azından benimkinden daha çok ciddiye alındığını görebiliyordum.
Tanrım! Biraz normal insana ihtiyacım vardı etrafımda.
Hatta Grace kafasını sallayarak Nell'i onayladı ve "Haklı olabilir. Hatta belki nükleer bir saldırı yaşıyor oluruz ve burayı sığınmak için kullanırız."
Bunlar gece boyunca ben fark etmeden kaç kadeh içmişlerdi?
Edwin düşünceli bir şekilde kafasını sallayarak, "Peki o zaman ne için içeceğiz de evren yanlış anlamayacak?" diye sordu.
"Her zaman aşk için kadeh kaldıracaksınız." dedi Nell bilmiş bir ses tonuyla.
Edwin ve Grace ona nihayet "Hadi be oradan!" der gibi bakarken bu kez Nell'e arka çıkan bendim "Haklı olabilir." dedim hiç düşünmeden. "O konuda işler zaten eninde sonunda hep sarpa sardığından kaybedecek bir şey de olmuyor zaten."
"Peki, o zaman. Hadi aşka içelim ve detay verip evreni kızdırmadan, işleri ona bırakalım." dedi Edwin tekrar bardağını kaldırırken ve nihayet sonunda içkilerimizi içebildik. Votka resmen boğazımdan canlandırıcı olduğu kadar yakıcı bir etki de bırakarak mideme inerken yüzümü buruşturmaktan kendimi alamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Kırmızısı
Lãng mạnGeçmiş peşinizi bırakmazken, gelecekten ne bekleyebilirdiniz ki? Hiç bir şey! Geçmişinizle, geleceğiz arasında kalırdınız. En kötüsü de bazen peşinize düşen bu geçmişin farkında bile olmazdınız... (Yetişkin içerik)