Geçmiş peşinizi bırakmazken, gelecekten ne bekleyebilirdiniz ki? Hiç bir şey! Geçmişinizle, geleceğiz arasında kalırdınız. En kötüsü de bazen peşinize düşen bu geçmişin farkında bile olmazdınız...
(Yetişkin içerik)
"Size hem bedenimin hem de ruhumun gözleriyle baktım, Rosa..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tanrım! Adam cidden can yakacak kadar yakışıklıydı. Manşetleri neredeyse direklerine kadar kıvrılmış beyaz gömleğinden yine sağ kolundaki dövmenin hatlarının bir kısmını görebiliyordum. Cesaretimi toplamak ister gibi derin bir nefes aldım ve tam Vincent'ın yanına gidiyordum ki Grace'in, "Ben bir mola veriyorum. Sorun olur mu?" dediğini duydum. Barın etrafında Vincent haricinde bir iki tanesinin dolu olduğu taburelerde gezindi gözlerim. Grace ona dönen bakışlarımın, "Dalga mı geçiyorsun?" şeklinde olduğunu fark etmiş olmalı ki, "On dakikaya dönerim." diyerek hızla ortadan kayboldu. O an molasını elinden geldiği kadar uzatacağından da, Amber'ın dönüşünü engelleyeceğinden de neredeyse emindim. Hatta bir yerlere gizlenip beni izlemeseler iyiydi.
Arkamdaki aynalı raftan viski şişesini alırken Vincent'a bakıp, onaylamasını ister gibi elimdeki şişeyi hafifçe salladım. "Güzel seçim." derken bir kez daha sesinin o hafif hırıltılı tınısıyla ürperdiğimi hissettim ve ona doğru giderken gülümseyerek, "İçki tercihlerine göre insanları kategorize edebileceğini biliyor musun?" diye sordum.
"Öyle mi?" diye sorarken tek kaşını kaldırmış ilgiyle bana bakmaya devam ediyordu. O karanlık bakışlarının üstümde yarattığı her türlü etkiden korunmak ister gibi kafamı sallayarak onu onaylarken bir an için bakışlarımı kaçırdım.
Gözlerini üstümden ayırmadığı sırada bardağını önüne bırakırken ona gülümsedim, "Buzlu viski mesela, işkoliklerin içeceği."
Elindeki kadehe bakarken kafası karışmış gibi görünüyordu ve bu kez bir kahkaha atmaktan kendimi alamadım.
"Şarabı tercih edenler diğerlerinden daha farklı ve özel olduklarını hissetmek ister, karamsarlar votka, anı yaşayanlar tekila, hayatın keyfini çıkarmayı amaçlayanlar bira, dışa dönük ve arkadaş canlısı herkes martini tercih eder mesela." Kısacık bir an duraksayarak kaşlarımı çattım. "Ancak en sıkıntılısı cin tonik içenlerdir. Hepsi genelde benmerkezci ve çıkarcı olur. Güvenilmezlerdir."
"Peki, ya yeni tanıştığı bir kadından çok ama çok hoşlananlar ne içerler Scarlett?" diye sorarken ses tonunun kısıklığı ayartıcıydı. Tanrı aşkına! Sırf konuşarak birinin gelmesini sağlayabilirdi bu adam! Bakışlarında ise heyecandan dizlerimi titretip, vücudumun güney kesimlerinde sıcaklık patlaması yaratan şeytani bir gizem vardı. O an yüzündeki gülümsemeyi ise resmen günaha davet olarak tanımlayabilirdim.
"Scarlett?" derken öylece ona bakakaldığımı fark ettim ve hızla, "Absent olabilir." diye cevap verdim.
