"Sessizlik acının üzerindeki koruyucu bir zırh gibidir."
Ufak adımları duyduğumuzda Vincent hızla üzerime çeki düzen vermeye başlamıştı. Bedenimden kısmen uzaklaşan eli bende tuhaf bir yoksunluk duygusu bırakmıştı. Ancak duruşu, onu hiç kimsenin yanında görmediğim kadar samimi olacak şekilde bana yakın ve korumacıydı.
"Buradayım." diye seslenirken gözleri gözlerimdeydi.
Bir an sonra esmer kadın... Yani Linda girdi görüş alanımıza.
Beni gördüğü an yüzünün allak bullak olduğunun farkındaydım. Ancak küçümseyen umursamaz bakışları bir an için üstümde oyalandıktan sonra hızla Vincent'a döndü. Bu kez gözlerinde yine daha önce gördüğüm o ışıltılar vardı.
"Ara bitmek üzere." diye hatırlattı. Vincent ise kafasını sallayarak onu onaylayıp eliyle kadını işaret ederek, "Scarlett, tanıştırayım Linda Marie Foster." dedi. "Şirketimde İnsan Kaynaklarından sorumlu üst düzey müdürlerden birisidir kendisi."
Linda o anlarda bir akıl tutulması yaşıyor gibi görünüyordu. İçimden, "hayatıma hoş geldin" diye geçirdiğim sırada Vincent "Ve Scarlett Russell." dedi. "Benim..." diye devam edeceği sırada sözünü kesip, "Bir tanıdığı." diye tamamladım cümlesini. Vincent'ın yaptığımdan hoşlanmadığı kısılan gözlerinden belliydi ancak kıçımı yiyebilirdi.
Ne diyecekti ki; arkadaşım mı, sevgilim mi, bir dostum mu, yoksa tıpkı benim söylediğim gibi her zaman ki kelimesi olan, bir tanıdığım mı?
Hiç bilemeyecek olmanın hayal kırıklığı çökmüştü üstüme, ancak az önce yaşadığım akıl uçurucu orgazmdan sonra "Bir tanıdığım." dediğini duymayı kaldıramayacağımı düşünmüştüm.
Elbette beklentim sevgilim, ya da kız arkadaşım gibi bağlılık içeren sözcükler de değildi ama yine de... O an onunla ilgili hissettiklerimin adeta fiziksel olarak acı veren bir noktaya ulaştığını hissettim ve tuhaf bir mutsuzluk hissi çöktü üstüme. İçime kapanmaya başladığımı fark edebiliyordum.
Vincent'da idrak etmiş olmalı ki elini samimi bir tavırla belime koyup, başparmağıyla nazikçe tenimi okşamaya başladı sanki beni yatıştırmaya çalışır gibi.
Linda'nın bakışları aramızda gidip gelirken gözleri fal taşı gibi açılmıştı. O an Vincent'a dönüp, "Aslını istersen biz zaten tanıştık." dedim ve gözlerimi Linda'ya dikip, "Az önce tuvalette." diye ekledim.
Vincent, "Öyle mi?" diye sorarken kafamla onaylayıp, Linda'nın kullanım dışı gibi görünen beyninden faydalanarak, "Artık içeri girsem iyi olur." dedim ve kaçar gibi hızlı adımlarla uzaklaştım oradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Kırmızısı
RomanceGeçmiş peşinizi bırakmazken, gelecekten ne bekleyebilirdiniz ki? Hiç bir şey! Geçmişinizle, geleceğiz arasında kalırdınız. En kötüsü de bazen peşinize düşen bu geçmişin farkında bile olmazdınız... (Yetişkin içerik)