Bölüm 3 - 57 / UNUTMAK

248 55 70
                                    

Ve son 8 bölüm içindeyiz artık... Dönüp, dönüp gelecek bölümlerin düzenlemelerini yapıyorum ve her seferinde beni de heyecanlandırıp, geriyor. Kalan bölümler artık taşların yerine oturacağı, kitap boyunca okuduğumuz her şeyin sebebini öğreneceğimiz, herkesin düğümünün çözüleceği bölümler. Ancak olanları tam olarak anlamak için Vincent bölümlerini beklemenizi şiddetle tavsiye ederim  😉

O gece gördüğüm rüya bu zamana kadarkilerden hiç birine benzemiyordu...

Gözlerimi açtığımda annem hala hemen karşımdaydı ve ağzını kocaman açıp, "Tüm bunlar senin suçun!" diye bağırmıştı bana.

Hıçkırıklarım arasından, "Neden!" diye haykırdığımda "Çünkü doğdun!" diyerek gülümsemeye başlamış ve dudakları o gülümsemeyle gittikçe o kadar korkutucu bir şekilde aralanmıştı ki boğazından yukarıya doğru çıkan örümcekleri görebiliyordum.

Dehşet içinde öyle bir çığlık atmıştım ki; önce tanımadığım birkaç koruma elinde silahlarıyla, hemen birkaç saniye sonraysa bütün ev halkı içeriye doluşmuştu.

O an Garet'ın orada olmasını isterken buldum kendimi. Ancak gecelerini, evin girişinde yer alan güvenlik birimine ait küçük bir kulübede geçirdiğini biliyordum.

Erin'in üstümde gezinen tuhaf bakışlarının fazlasıyla farkındaydım ancak ben, o an sadece içgüdüsel olarak sarıldığım Carmela'nın yatıştırıcı ses tonuna odaklanmıştım.

Vincent'a bu rüyalardan hiç bahsetmedim. Tüm bunların geçeceğini düşünüyordum. Aksi takdirdeyse bu konuşmayı o kadar uzağımdayken değil de yüzünü görebileceğim bir ana saklamak istiyordum.

Nihayet destek almadan yürüyebildiğim gün Vincent'ın eyaletler arasında mekik dokumayı bitirip yurt dışına çıktığı, Edwin'in ise Vegas'la birlikte ilk iş seyahatine başladığı günle aynıydı. İlk işim annemin mezarına gitmek olmuştu. Aisling'e geldiğimden beri iştahım tamamen kaybolmuştu. Arada sanki panik atak krizleri yaşayacakmışım gibi kalp atışlarım hızlanıyor ve kan ter içinde kalıyordum. Bu ev bana kesinlikle iyi gelmiyordu bu yüzden evden dışarı adımımı atabileceğim için resmen çocuksu bir mutluluk vardı üstümde. Bir kaç gün içindeyse Boston'a dönmeye kesin kararlıydım. Hatta bununla ilgili apartman yöneticimi çoktan aramış ve evimin son yaşananlardan tamemen arındırıldığından bizzat emin olmuştum. Garet o gün izin kullandığından ziyaretim sürecinde hiç tanımadığım iki koruma eşlik etmişti bana ve bu bile canımı fazlasıyla sıkmaya yetmişti.

Bu kez mezarlığa girdiğimde, elimde bir önceki sefer kendime söz verdiğim gibi iki demek beyaz gül vardı. Biri annem, diğeri ise Garet'ın eşi için.

Korumalar daha ben onlardan istemeden anında bana mahremiyet verir gibi uzakta, sadece gözleriyle beni takip edebilecekleri bir mesafede durmaya başlamışlardı.

Bir şekilde bilinçaltımda belki de annemin bana hala kızgın olabileceğini düşünüyordum sanırım. Belki de tüm o kâbusların sebebi buydu. Ondan çok kendimi rahatlatmak ister gibi saatlerce orada durup ona; hayatımdaki gelişmelerden, evlenirken yanımda olmasını ne kadar isteyeceğimden, onu ne kadar özlediğimden ve sevdiğimden bahsettim.

Saatler sonra ayrılmaya hazırlandığımda ise gül demetlerinden bir tanesini yanıma alıp mezarlığın karşı tarafına geçtim ve mezar taşları arasında Garet'ın eşini bulmaya çalıştım. Garet'ın soyadı Martinez'den yola çıkarak eşinin mezarını bulmamın zor olmayacağını düşünüyordum. Ancak bir kaç ay önce eliyle hemen biraz ileride işaret ettiği mezarların hiç biri eşine ait olamazdı. Çünkü son birkaç ziyaretimden sonra mezarlıklarla ilgili öğrendiğim bir şey varsa o da belli bir sıralamayla gittikleriydi. Belli tarih aralıkları vardı. Belirledikleri yeni mezarlık bölgesi dolduğunda, bir yenisi açılıyordu. Ve kronolojik bir sıralama vardı. Bu bölgedeki en yeni mezar ise neredeyse otuz yıllıktı. Garet'ın yaşını bilmiyordum tam olarak ancak en fazla kırklarında gibi görünüyordu. Ve esasen on yaşında evlenmiş olamayacağı kadar, o gün eşinin birkaç sene önce vefat ettiğini söylediğinden emindim. Bu da aslında mezarının açılmış olan son bir kaç bölge arasında olabileceği anlamına geliyordu. Burada olması imkansızdı...

İntikam KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin