Bölüm 2 - 18 / BELKİ?

313 48 8
                                    

Tatil boyunca Seth ile her akşam ve sabah olmak üzere telefonda konuşup gün içinde sık sık mesajlaştık. Edwin ile ise arayı kapatmaya çalışır gibi hemen hemen her gün dışarıdaydık. Şehrin kuzeyinde limana doğru uzanan İtalyan restoranları ve pastaneleriyle ünlü semtlerinin tadını sonuna kadar çıkardık. Elimizdeki kızartılmış tüp şeklindeki hamurun içine doldurulmuş tatlı krema ve ricottayla hazırlanan bir İtalyan tatlısı olan Cannolilerimizi yerken, banklarda oturup okyanusu seyrettik. Anthony ve Venessa'nın öve öve bitiremediği Tia'nın yerinde servis edilen deniz ürünlerinin hepsini denedik.

Tüm şehri hem tekne, hem de araba olabilen bir araçla gezebildiğimiz Duck Tour'a bile katıldık.

Yeni yıl akşamı ise hep beraber yediğimiz akşam yemeğinden sonra içeceklerimizi alıp, Erica ve Eric'in heyecan içinde hediyelerini açmalarını izlemeye başladık. Bu, onlar hediye ve yılbaşı akşamı demenin ne demek olduğunu anladığından beri bir aile geleneği olmuştu sanki. 

Etrafa savrulan hediye paketleri arasında yüzlerine yansıyan o coşku ve mutluluk ve her bir hediye için gösterdikleri abartılı tepkileri izlemek bir şekilde hepimize sanki aynı duyguları yaşıyormuşuz gibi hissettirdiğinden emindim. Onların sevincini resmen kalbimizde hissediyorduk, bu yüzden her birimiz en sonunda onları en çok heyecanlandıracak şeyi seçmeye çalışırken bulmuştuk kendimizi. 

Bu artık aramızda bir yarış olup çıkmıştı hatta. Tepkileri asla en pahalı hediyeye göre verilmiyordu. Bazen benim resmen bir milyonculardan alınmış gibi görünen pembe prenses tacım Erica'yı en çok sevindiren şey olurken, bazen Mark amcasının aldığı minik pembe tüyleri olan bir bileklik aynı etkiyi yaratıyordu. Eric ise bir erkek olmasına rağmen zevklerini kestirmesinin bence hala kolay olduğu yaşlardaydı. Bir Örümcek Adam ya da Avangers maskesi onu yüzlerce dolarlık koleksiyon parçası olmaya layık bir oyuncak araba modelinden çok daha fazla mutlu ediyordu. Aramızdaki bu yarışı kaybedense genelde hep Edwin olurdu. Çünkü hala inatla onlara montessori zamazingolarından almaya devam ediyordu ve çocuklar aldığı şeylerin ne işe yaradığını daha çözmeye çalışırken hevesleri kaçıveriyordu.

Venessa bunu, "Genç zihinlerini açmaya çalışman takdir edilesi, ancak hikâyede bir prenses ya da süper kahraman yoksa başarılı olamazsın." diyerek defalarca ona anlatmaya çalışsa bile Edwin inadından vazgeçecek gibi görünmüyordu.

Çocuklar yatmaya çıktıktan sonra salondaki kanepelere oturmuş bu kez yarışı kimin kazandığını aramızda tartışmaya çoktan başlamıştık.

Edwin aldığı küçük ahşap kare bloklar yüzünden çoktan elenmişti. Eric onları çoktan birilerinin kafasını yarmak, Erica ise oyuncak bebeklerine tabure olarak kullanmayı planlıyorlar gibi görünüyordu. Carol ve Peter'a aldıkları kardan adam temalı kazaklar yüzünden hemen elemiştik. Bu kadar hızlı karar vermemizin sebebi çirkinliklerinden ve korkutucu olmalarından çok her birimize de birer tane almış ve giymemiz için ısrar etmiş olmaları olabilirdi. Birbirimize bakarken kahkahalar atmadan duramayacak kadar komik görünüyorduk. 

Venessa aldığı masal kitaplarıyla, Mark ise sırf birinciliğe oynamak için gereksiz şekilde para ödediği belli devasa bir uzaktan kumandalı araba ve konuşan bebek Yoda ile anında elenmişti. Araba cidden o kadar büyüktü ki çocuklar haklı olarak kendilerinin binmeleri için alındığını düşünmüş ve biri üstüne binmeye diğeri de kumandayı kullanmaya çalışmıştı. Araba çalışmayınca da bozuk olduğunu düşünmüşlerdi ki haksız sayılmazlardı. Mark'ın az önce arabayı kırmış olabilecekleri düşüncesiyle yüzü bir an için kireç gibi beyazlamıştı. Bebek Yoda ise üzgündüm ama çirkinliğiyle kaybetmişti. Çocukların Star Wars için en az beş seneleri daha olduğunu düşünüyordum. Erica, Yoda'yı görür görmez bir çığlık bile atmıştı. Gerçi Mark hala onun bir sevinç gösterisi olduğunu idda ediyordu ancak kimseyi kandıramazdı. 

İntikam KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin