(Güneşin anı defterinden 01.01.2022. tarihli yazısı)
Değiştim, sanki içimde bir şeyler öldü. Ölen parçalarımı sırtımda taşıyorum ve bu ölmelerinden daha acı. Belki bir gün onları gömerim böylelikle yeniden küllerinden doğma şansları olur.Bugün yılın ilk günü ahh ne de mükemmel bir gün. Tüm gün oturup duvarı izledim. Bana boş boş oturup duvar izlettiren herkese kırgınım.
Parsın tüm sorularına rağmen ona cevap vermedim. Tek söylediğim artık burada yaşayacağım. Burada dediğim de bu bina işte. Evin temizliği bittikten sonra arabamı almak için yola çıktım. Şuan arabadayım ve geri dönüyorum. Arabama, bilgisayarıma ve eşyalarıma kavuştuğum için çok muylutum. 2 yıl boyunca sürekli yer değiştirdiğim için çoğu eşyam arabamda büyük bir valizde dururdu. Bazen dağda bazen şehirde göreve çıktım. Kaç göreve çıktığımı bile hatırlamıyorum ama hatırladığım tek şey son görevim dışında hepsini sonuna kadar sürdürdüğüm.
Sonraki gün Hakkariye vardığımda çok yorulmuştum. Arabımın Ankarada olması işleri çok zorlaştırmıştı benim için. Ne kadar yorulsamda Buket ve Mert Ankaraya geri döneceği için onlarla havaalanına geldim.
"Mertcim ağlama lütfen." bir süre görüşemeyeceğimizi anlayan Mert havaalanına geldiğimizden beri ağlıyordu.
"Ama Güneş annem ben senden ayyılmak istemiyoyum."
"Ayrılmıyoruz tatlım sadece biraz uzak kalacağız. Söz veriyorum siz gelene kadar sürekli seni arayacağım."
"Geyçekten mi?"
"Gerçekten." söylediklerimle sakinleşen Mert tabletiyle oynamaya başladı."Güneş kendine çok dikkat et olur mu?" diyen Bukete sıkıca sarıldım.
"Merak etme, iyi olacağım.Sende dikkat et kendine."
"Şu saatten sonra seni bırakmaya hiç niyetim yok kuşum.Ha unutmadan yemek yememen gözümden kaçmadı. Beslenmene dikkat et lütfen."
"Tamam anne kuş. Hadi gidin geç kalacaksınız." Bu hallerime gülen Buket Mertin elinden tuttu ve birlikte kontrol noktasına gittiler.Tarih:01.08.2023
Son 6 günü evi yerleştirip düzenlemekle ve bilgisayarımla ilgilenerek geçirdim. Eve tamemen yerleştim.Bilgisayarımda önceki görevimden kalma teslim etmediğim belgeleri teslim ettim. Murat albay belgelerdeki şifreli yazışmaları çözmede yardıma ihtiyaç olabileceğini söylemişti. Yani tekrardan Ankaraya gitmem gerekebilir.
Bugün yeni timimde ilk günüm olacak bu yüzden hazırlanıp yola çıktım.
Saçma bi şekilde elbise giymeye karar verdiğim için pişmanım şuan. Yine içeri kimliğimi göstererek girdim. Range Roverımı park edip indim.Herkesin gözü yine bendeydi. Elimde çantam Tugayın girişine doğru emin adımlarla yürürken birinin seslenmesiyle durdum.Adamın yanıma gelmesiyle bahçedeki herkes pür dikkat bize bakmaya başladı."Pardon."
Adamı baştan aşağı inceledim gözüm en son omzundaki yıldızlara kaydı. 3 yıldızı vardı.Yanıma gelip durdu.
"Dinliyorum yüzbaşım." dedim
Gülümseyip
"Rütbeleri biliyorsunuz demek." dedi
"Evet."
"Ben yüzbaşı Oğuz Balkan. Siz acaba albaylardan birinin kızı falanmısınız?"
"Hayır komutanım, ben Kıdemli Üsteğmen Güneş Darıca."
Komutanım dediğim anda şaşırdı. Beklemiyordu.
"Kusuruma bakmayın giyiminiz böyle olunca ben sizi şey sandım. Asker olamayacağınızı düşündüğümden değil. Kadın askerlere saygım sonsuz..."
"Sorun değil komutanım. Ben anladım ne demek istediğinizi."
Üstümdeki siyah elbisenin içine giydiğim beyaz gömleğim ve siyah topuklu botlarımla asker gibi görünmüyordum. Ben hem topukluyu hem de askeri botu taşıyan güçlü bir kadınım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Doğuşu
Teen FictionÇizdiğim ilk resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağın...