7.bölüm

3.8K 179 0
                                    

(Güneşin anı defterinden 12.09.2021 tarihli yazısı)
Ben uyandığım gün şehit olamadığım için üzülmüştüm sonra bir gün bu sözü okudum ve ölmek istediğim için pişman oldum. Elbette kaderimde varsa seve seve şehit olurum fakat daha öldürecek çok terorist, kurtarılacak çok çocuk var.

"Vatan için ölmek de var, fakat borcun yaşamaktır.".                 
                                            - Tevfik Fikret

Gece aniden gelen haberle Ankaraya yola çıktım. Görev acil olduğu için hızlıca Ankaraya gitmeliydim. Ankaraya giden bi helikopter bulup hava yoluyla Ankaraya ulaştım.
Şu anda İstihbarat çalışanlarıyla birlikte şifrelenmiş belgeleri çözmeye çalışıyoruz. Geçmişte askerlik eğitimimin yanında bu tarz eğitimler de almıştım. İyiki diyorum şimdi. İyiki öğrenmişim.

Bu belgeler son görevimle alakalıydı. Görev en alttan başlayarak örgütün tepesine ulaşmaktı. Bu yüzden ben ve birkaç asker daha kamplara sızmıştık. Görevlerde onlara yardım ediyormuş gibi yaparak övgü alıyor ve yöneticilerin olduğu kamplara onlara yardım etmek için gidiyorduk. Bir nevi örgüt içinde terfi alıyorduk.
Çocukları kurtarmak için açığa çıkmasaydım üst düzey yöneticilerden biriyle tanışacaktım. Yapamadım ama açığa çıkmama değdi. Çocukları kurtarmış oldum.

Ben ilerleyemesemde diğerleri operasyonun ilk aşamasını bitirmiş.Yani belgeleri toplayıp örgütteki herkesin, örgütün baş kadrosunun bile kimliklerini öğrenmişler. Belglerdeki bilgilerin incelenme işi bittikten sonra 2.aşama olan operasyonlar ve baskınlar başlayacak. Şehirde olan teroristler Mıt tarafından tutuklanırken, dağdakiler askerler tarafından yakalanacak.

Mit in üst düzey yetkililerinden birinin odaya girmesiyle hepimiz ayaklandık. Birkaç kişiye işler nasıl gidiyor diye sorduktan sonra. Herkese ithafen konuşmaya başladı.
"Bu operasyondan sonra 1 örgüt çökertmiş olucaz. Ama daha çok örgüt var. Görev sizi bekliyor. Hadi şu işi çabucak bitirelim."
"Emredersiniz." dedik hep bir ağızdan ve işlerimize devam ettik.

Görevi bitirip Hakkariye dönüşüm iki gün sürmüştü. İznim olmadığı için iki gündür uykusuz olmama rağmen askeriyeye gittim.
Kahvaltı saati olduğu için yemekhaneye yöneldim. Komutanı olduğum askerlere oturun derken, benden yüksek rütbelilere baş selamı verip bizimkilerin olduğu masaya gittim.Yine ortamda eğlenceli bir sohbet dönüyordu.
Doğu yüzbaşıya da baş selamı verdikten sonra oturup yemek yemeye başladım.

"Komutanım siz duymadınuz bir de size anlatıyım. "diyerek bana ithafen konuşan Barışla kaşığımı bırakıp onu dinlemeye başladım.
" İki gündür Doğu komutanım eğitimlerde bizi biraz zorluyodu."Doğunun tepkisini kontrol edip konuşmaya devam etti. Herkes sanki ilk defa dinliyormuş gibi merakla Barışın anlatacaklarını bekliyordu.

" Bugün de içtimadan sonra gittik odaya, attık kendimizi koltuklara. Barış ta uyukluyordu. Birden Doğu yüzbaşı geldi. Hepimiz ayaklandık tabi."
Durdu ve gülmeye başladı.Kendi anlatcağı şeye gülüyordu.
"Kaan kalk yüzbaşı geldi diyoruz. Yok inanmıyo. Oğlum uğraşmayın benle dedi. Ciddiyim kalk diyom yok kalkmıyo."
"Ama komutanım" diyerek söze atladı Kaan.
"Daha önce kaç kere şakasını yaptı. Uykumdan oldum.Ondan yani"diyip ensesini kaşıdı. Utanmıştı.
"Kalkarsam kötü olur diyo ama kalkmazsa daha kötü olacak." diyerek anlatmaya devam etti Barış.
"En sonunda Doğu komutanım Asker ayağa kalk diye bağırmasın mı. Kaanın kalkışını ve yüz ifadesini görmeniz lazımdı."
Kaan ve Doğu dışındaki herkes kahkahalara boğulurken içimden böyle samimi insanlar tanıdığım için şükrettim.

Doğu neden iki gündür time yükleniyordu ki? Hadi beni istemediği için beni zorluyordu tim ne alakaydı.
Ben bunları düşünürken Pars konuşmaya başladı. Devrim abiye bakarak
"Abi sizin elma olayı ne? Sorucam sorucam unutuyorum." dedi
"Elma mükemmel bi mevyedir komutanım." dedi Hazal. Bunu söylemesiyle Barış ve Kaan gülmeye başladı.
"Anlatıyım aslanım sana da anlatıyım." diyerek anlatmaya başladı Devrim abi.

Güneş'in DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin