Güneşin anı defterinden
Askerlik ölümle yaşam arasında derler, doğru fakat eksik. Askerlik ölümle yaşam arasında, ölüme daha yakın...
Şehit olmaktan hiç korkmadım. Marşı korkma diye başlayan bir milletin askeri şehit olmaktan korkabilir mi?Bu kurak toprakları sulayan yağmur suyu değil atalarımızın kanıdır.
Ne diyor Mehmet Akif :
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.Uğrunda akıttığım, akıtacağım tüm kanım helal olsun şanlı bayrağım.
Sen yeterki dalgalan.Sevdiklerim vatan sağolsun der, gururla selam dururlar önünde."Ben yolu açarım komutanım."
"Üsteğmen!"
Doğunun ve Gökalpin gür sesi boş arazide yankılanırken ben dimdik durmaya devam ettim.
"Komutanım siz kendinizi riske atamazsınız geriye bir tek ben kalıyorum. En tecrübeli benim.""Bende geliyorum." diyense Parstan başkası değildi.
Doğu endişeli bakışlarını ona çeviriken,Pars yemin edercesine konuştu.
"Aynı şeylerin yaşanmayacağından emin olabilirsiniz."Bizim aksimize Gökalp ve timi Parsın neden böyle dediğini anlamadı. Kimse de sormaya cesaret edemedi.
"Hayır, bu bir emirdir asker-"
Doğu cümlesini tamamlayamadan Barıştan telsizi aldım."Hümadan, albaya."
Birkaç askerin sesini duydum, sanırım telsizi Vedat albaya götürüyorlardı."Albay Vedat Bulut, seni dinliyorum asker."
"Komutanım durum bilgisi geçmek istiyorum. Bulunduğumuz konumun etrafı dağlarla çevrili ve ilerlemek için tek seçeneğimiz mayın arazisi."
Albayın derin bir nefes aldığını duydum. Biliyordu o da, yılların tecrübesi omuzlarındaydı."Mayın arazisine yol belirlemek için giriş izni istiyorum."
"Hüma!"
"Emredin komutanım."
"Adının hakkını ver. Bir kez daha bize Hümanın kim olduğunu göster."
"Emredersiniz komutanım."Telsizi kapatıp Barışın eline tutuşturdum. Bakışlarımı Doğuya çevirdim. Gözlerindeki korku elle tutulur cinstendi.
"Mutlaka geri döneceğim.İnsan dönüp dolaşıp hep evine döner. Bende döneceğim. "
"Geri dönmezsen arkandan gelirim bal."
"Biliyorum sevgilim..."Ardından Gökalpe döndüm.
"Yapma asker." dedi.
"Endişelenmeyin komutanım." dedim güven vermek istercesine.
Sinirle yumruğunu sıktı.
"Senin Hüma olduğuna inanamıyorum. Döndüğünde bunu konuşacağız asker."
Hafifçe başımı salladım.Parsla birlikte silahlarımızı ve çantamızı çıkardık. Dikkatli adımlarla araziye doğru ilerlemeye başladık.
Adımlarımın bıraktığı izlere basarak arkamdan geliyordu Pars.Arazinin ortalarına geldiğimizde Pars
"Eski günlerdeki gibi yine ekip olarak tehlikenin göbeğindeyiz. Herşey çok farklı ama aynı" dedi.
"Eski günler geride kaldı Pars ve hiç eskisi gibi olmayacağız."
"Evet hatta bugün içimde birşeylerin kökten değiştini farkettim."
Gülümsedim hatta kahkaha attım.
"Sence de zamanlama biraz yanlış değil mi?"
"Sanırım öyle oldu." Pars da güldü ve biz ilerlemeye devam ettik.3-4 adım kala olduğum yerde kalakaldım çünkü omzumun üzerinden kurşun geçmişti.
Parsın beni ileri doğru itmesiyle kayanın arkasına düştük.Silah sesleri artarken kulaklığımdaki sesler de birbirine karıştı.
"Komutanım silah sesleri geliyo."
"Üsteğmen durum bildirin."
"Güneş!"
"Pars abi!"
"Asker cevap ver!"Dikkatlice oturma posizyonuna geçip Parsı kontrol ettim. Görünürde yarası yoktu.
"İyi misin?"
"İyiyim yaralanmadım."
Ben beylik tabancamla karşılık vermeye başlayınca o da bizimkilere durumumuzu bildirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Doğuşu
Teen FictionÇizdiğim ilk resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağın...