Güneşin tarihsiz yazılarından
Biz geçmişte yaşadığımız şeyleri tekrar yaşarız diye çok korkuyoruz. Ama ne farkettim biliyor musunuz?
Siz öyle düşündükçe aynı şeyi yaşama ihtimaliniz artıyor. Onun yerine onlar farklı insanlar, en önemlisi ben aynı kişi değilim demek gerekiyor. Herkes kötü değil, bu hayatta iyi insanlar da var. Bu zamana kadar karşına çıkmamış olabilir ama mutlaka çıkacaktır. Unutma her gecenin bir sabahı vardır.İçeri girip mutfağa yöneldiğimde Doğu kapıyı kapattı.
Birden beni kendine çekip sarıldığında başta tepki veremesemde sonra kollarımı beline doladım.
"İyi ki geldin. Sana söz veriyorum seni buna pişman etmeyeceğim."
"Biliyorum Doğu."
"Benim için bunu yaptın ya bal dünyanın en mutlu adamıyım şuan."
Ayrılıp yanağına bi öpücük kondurdum.
"Hadi annen bekliyo."Ben önden o arkadan mutfağa girdiğimizde Pembe hanım masaya tabak ekliyordu.
"Zahmet verdim size de."
"Ne zahmeti duymamış olayım, hadi oturalım yemekler soğumasın."
Hep birlikte oturup yemek yemeye başladığımızda Doğu yanımda, Pembe hanımda karşımda oturuyordu.
"Görevden döndükten sonra bayılmışsın, daha iyi misin?"
"İyiyim Pembe hanım geçti gitti."
"Pembe hanım ne öyle, teyze de."
Doğu bu halimize kıs kıs gülerken tebessüm edip ona sen görürsün bakışı attım."Doğuyla nasıl tanıştınız kızım, çoğu şeyi Doğudan dinledim ama bi de senden dinlemek istiyorum."
"Ben Parsın eski nişanlısıyım biliyorsunuzdur, Parsla aynı timde oldukları için tanışma fırsatımız oldu. Sonra zaten bende time katıldım."
"Biliyorum, hatta benim oğlan eşşeklik etmiş başta, Parsın eski nişanlısı olduğun için."
"Yok estağfurullah biz çözdük o sorunu." Pembe hanım Doğuya kızarcasına baktığında söylenmeye devam etti."Bak kızım, ben seninle tanışmayı ilk duyduğumdan beri istiyorum. Sana erken geliyor ama ben oğlumu tanıyorum. O daha önce hiç bi kızdan bahsetmemişti bize. Doğru düzgün ilişkisi de olmadı. Gelip senden bahsedince ben oğlumun ciddi olduğunu, seni gerçekten sevdiğini anladım. Doğunun senden başkasıyla olmayacağını bildiğim için hemen tanışmak istedim.Buna rağmen başta kendini geriye çekip seni üzdüğü için ona çok sinirliyim. "
"Lütfen kapatın o konuyu, böyle olması gerekiyormuş böyle oldu. Doğuya da kızmayın. "
"Tamam tamam, ama sırf sen istedin diye yoksa..."Şimdiye kadar sessizliğini koruyan Doğu
"Anne ya Güneş bile bu kadar kinlenmedi bana şu olayı kapatsan mı? Yeterince acı çekiyorum, pişmanım zaten."dedi.
"Tabi pişman olacaksın, güzelim kızı üzmüşsün."konunun uzamasını istemediğim için konuyu değiştirip
"Aktif olarak çalışmadığınızı duymuştum. Mesleğiniz neydi?"diye sordum.
"Evet kızım emekli oldum. Fizyoterapisttim ben."
Biraz daha sohbet edip yemekleri bitirdiğimizde Pembe hanım çaya kalmamı istesede kibarca reddedip evime döndüm.Kapıyı kapattıpım an sırtımı kapıya yaslayıp yere çöktüm. Tanışmamız iyi geçmişti ama kendimi o kadar sıkmıştım ki duygu boşalması yaşıyordum. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda sanki geçmiş ve gelecek insan bedenine bürünmüş nefesimi kesmek için boğazımı sıkıyordu.
Ayağa kalkıp kendimi balkona attım. Küçük balkonuma bahçe mobilyaları yerleştirmiştim taşınırken. Dizlerimi kendime çekerek oturduğumda aralık ayının ayazını iliklerime kadar hissettim. Sabaha kadar o balkonda kendime gelmeye çalıştım.Bilirsiniz hayat bazen çok zor olur ve yolumuzdaki engellerden birine takılıp düşeriz. Düştüğüm yerde oturup dinlendikten sonra ayağa çok daha güçlü kalkarım. Bilirim ki hayatta düşüşler çok normaldir, önemli olan üzüntünü yaşadıktan sonra ayağa kalkabilmektir.
Sabah olmuş, kış güneşi gökyüzünde yerini almıştı. Bende içeriye girip uyumaya karar verdim. Pijamalarımı giydim. Ruhsal olarak daha iyi hissediyordum ama bedenim çökmüştü. Yatağıma yatıp yorgana sarıldım. Üzerinden ne kadar geçti bilmiyorum, uyku ile uyanıklık arasında Doğunun sesini duydum.
"Balım hadi uyan."
"Güneş"
Saçımda hissettiğim ellerle gözümü açmak istesemde göz kapaklarımı aralayamayacak kadar yorgundum.
Eli saçlarımdan yüzüme geldiğinde duraksayıp
"Senin ateşin mi var?" diye mırıldandı. Sanırım sonra gitmişti. Bende uykuma geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Doğuşu
Teen FictionÇizdiğim ilk resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağın...