(Doğu Öztürkün bakış açısıyla)
"Abi ben sana gelmene gerek yok demedim mi?"
Kapıyı açtıktan sonra söylene söylene oturma odasına yürümeye başladım. Devrim abide kapıyı kapatıp yanıma geldi.
Kendimi koltuğa bıraktığımda başımda dikilmişti.
"Sesin kötü geliyodu bende kontrol ediyim dedim. İyikide gelmişim bu halin ne oğlum?"
"Bişey yok abi."
"Seni tanıyorum Doğu. Hadi anlat ne olduğunu. Çözeriz belki."
"Rakı balık yapalım mı abi."
"Anlatıcaksın ama."
"Anlatıcam."Balıkçıya vardığımızda masaların arasında gezen Recep amcayı gördüm.
"Ooo aslanlarım gelmiş.Hoşgelmiş."
"Hoşbulduk abi."
"Gelin arka tarafa geçin siz orası boş. Ben geliyorum şimdi."
Devrim abiyle arka bahçeye yönelip masalardan birine oturduk.Bi kaç dakika sonra Recep amca geldi.
"Ne alırsınız?"
"Bu gece biraz içelim diyoruz. Ona göre bişeyler ayarla sen bize."
"Tabi oğlum."
Recep amca gider gitmez Devrim abi bana dönüp
"Dökül." dedi.
"Abi ben bunu söylemekten çok utanıyorum."
"Doğu belli ki acı çekiyosun söyle de rahatla hadi."
"Abi ben Güneşi seviyorum."
"Timdeki Güneşi mi?"
"Evet abi."
"İyide sen kızı timde hiç istemedin ki."
"Sevdiğimden istemedim."
"O ne demek Doğu? Ayrıca neden utanıyorsun bundan?" O şaşkındı ama ben sinirliydim. Kendime çok sinirliydim.
"Çünkü o Parsın sevdiği kadın. Kardeşim dediğim adamın sevdiği kadın.Ben nasıl yüzüne bakarım Parsın.""Ortada biten bi ilişki olduğunun farkındasın dimi. Ayrıca Pars gerçekten kardeşinse saygı duyar buna."
"Abi Pars hala severken ilişki bitse ne olur bitmese ne olur."
"Doğu saçmalıyorsun aslanım.Ne var bunda belki kızda seni seviyo."
"Sorun orda ya abi. Ben uzak kalacaktım, söylemeyecektim. İçimde yaşayıp gidecektim. Sabah yanıma geldi. Niye böylesin dedi, neden dedi. Seni seviyorum demesede belli etti yani. Gel de uzak dur şimdi abi. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Kaldım öyle."
"Yapma bunu Doğu. Ne kendine ne o kıza. İçin rahat edecekse git Parsla konuş. Eminim ikinizinde mutlu olmasını ister."
"Söylemesi kolay abi."
"Dur Parsı da çağırayım konuşun."
"Abi sakın arama."
"Aradım bile." Telefonu kulağına tutup konuşmaya başladı."Hah Pars Doğuyla Recep amcanın mekanındayız. Sende gelsene."
............................
"Rakı balık işte oğlum."
............................
"Tamam bekliyoruz.""Abi ben söyleyemem saçmalama."
"Söylersin aslanım.Onu bunu bırakta azcık anlat.Bunu bana anlatmamana çok kırıldım haberin olsun."
Anlaşılan Zerenden kaçış yoktu. Baştan sona anlatmaya başladım."Hastanede öyle yüzü gözü yara bere içinde yoğunbakımda yatarken etkilendim ilk. Saçma geliyor kulağa ama çocukları kurtarmak için canı pahasına uğraşması içimde bir yerlere dokundu."
"Sonra Parsın evinde gördüm. Sarı saçları, mavi gözleri, sert bakışları, güçlü duruşu, şaşırdığındaki o mimikleri, yüzünün her bir zerresini izlemeye doyamam ben. Dimdik duruyo ama içinde yaraları var. Onu sımsıkı sarıp iyileştirmek istiyorum. O güzel kalbinde yer edinmek, attığı her adımda yanında yürümek istiyorum. Kelimelerim yetmiyor ona aciz kalıyorum. Hani şair diyor ya
Sende gördüklerimi görecekler diye ödüm kopuyor. ""Bu kadar aşıkken nasıl uzak duruyorsun?"
"Ne çektiğimi bi ben bi allah biliyo abi.Albaya o kadını timde istemiyorum dediğimde duymuştu. O gün kendime o kadar kızdım ki. O zamanlar daha hoşlanma aşamasıydaydım. Görmezsem sevmem sandım. Duyduğunda kırıldı. Kırıldığı için kendime lanet ettim. Aptallık işte görmezsem sevmem sanıp onu üzdüm. "Recep amcanın yemekleri getirmesiyle duraksadım.
" Afiyet olsun. İçkiyi çok kaçırmayın tamam mı. "
" Bu gece zor amca. "Derdimi bilmiyordu ama yılların yaşanmışlığından olsa gerek anlıyordu.
" Her gecenin bi sabahı vardır oğlum. Güneş hep doğar. "diyip gitti.
Devrim abi gülüp
" Adam konuyu bilmeden nokta atışı yaptı." dedi
" Abi!" dedim uyarıcı tonda.
" Tamam tamam gülmüyorum. Sen anlat hadi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Doğuşu
Teen FictionÇizdiğim ilk resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağın...