13.bölüm

2.8K 153 0
                                    

Güneşin tarihsiz yazılarından
Vatan sadece 5 harflik bir kelimemiydi? Türkler için tarihin hiçbir döneminde öyle olmamıştı, bundan sonra da olmayacaktı allahın izniyle. Ben hür doğdum, hür yaşarım, hür ölürüm. Şimdi sorsalar bana bu vatan aşkı nerden geliyor diye onlara ilk resmimi anlatırdım.

İlk çizdiğim resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağını. Ama benin güvende hissettiğim ilk yer o bayrağın altı oldu. Kız çocuklarının ilk aşkı babası olur derler. Benimki vatanımdı...

"Gidip diğerlerini uyandır."
Hazal kalkıp çadırlara doğru yöneldi. Yaklaşık 3dk sonra diğerleriyle geldiğininde Yüzbaşı
"Konum bildir Hüma" dedi.
"Yaklaşık 15 dakikalık mesafade durdular komutanım."
Ardından telsizini çıkardı.
"Yüzbaşı Doğu Öztürkten Binbabaşı Hale Keskine."
"Ben binbaşı Hale Keskin dinlemedeyim."
"Vakit geldi."
"Anlaşıldı"
Telsizi kapatıp cebine koydu. Ardından bize dönerek
"Herkes mevzilensin, Zeren sende yerini al. Son kez söylüyorum herkes plana uygun hareket edecek ve extra dikkatli olacak."
"Emredersiniz komutanım." dedik hep bir ağızdan. Mevzilenip olacakları beklemeye başladık.

Karakoldakiker hiçbişeyden haberleri yokmuş gibi günlük rutinlerine devam ettiler.

Teroristler harekete geçtiğinde güneş batıyordu. Tahmin ettiğim gibi gecenin karanlığından yararlanacaklardı.
İlk kurşun atıldıktan sonra büyük bir kargaşa oldu. Yarım saattir süren çatışmanın ardından karakoldakiler hazırlıksız yakalanmış gibi ateşi kesip geri çekildiler. Bundan güç alan teroristlerde karakolun duvarlarını aşıp bahçeye girdiler. Tam o anda yüzbaşı emir verdi.
"Vakit geldi. Aşağı iniyoruz."

Sessizce aşağı inip arkalarından ilerledik. Bahçeye girmeden tekrardan mevzilendiğimizde telsizimi çıkardım.
"Zemheri timi yerinde.Kapana kısıldılar."
"Anlaşıldı Hüma." telsizden gelen Nilin sesiyle gülümsedim.
"Komutanım ne zaman ateş edeceğiz?" diye sordu Kaan.
"Zerenin işaretiyle, tam karakola girdikleri an."
Doğunun cümlesini bitirmesiyle Devrim abi
"Şimdi." dedi. Aynı anda hem biz hemde içerdekiler teroristlere ateş açtık. Bazıları karakolun bahçesindeki kulubelere saklanırken. Kaçamayanlar mermilerimizin hedefi olmuştu.

Şoktan çıkan terorisler karakola ateş açsalarda bizim yerimizi bilmedikleri için bize karşılık veremiyorlardı.
Çatışma devam ederken telsizden yükselen iki sesle hızlıca telsizimi elime aldım.
"Ben binbaşı Hale, teroristler karakolun ana binasına sızdılar acil destek gerekiyor."
"Ben yüzbaşı Nil, deponun bulunduğu binadayız, zor durumdayız destek gerekiyor."

Karakol 3 binadan oluşuyordu. Biri  odaların bulunduğu ana bina, ikincisi yemekhane, üçüncüsüde zırlı araçların ve deponun bulunduğu bina.
Doğuya dönüp
"Komutanım ana bina daha büyük siz oraya gidin, Hazal ve bende depoya gidelim."
Söylediklerimi mantıklı bulmuş olmalı ki
"Komutanınızı duydunuz, içeriye giriyoruz."
İkiye ayrıldık. Hazal ve ben arka tarafı dolaşıp duvardan atlayarak içeriye girerken onlar ana giriş kapısından bahçedeki teroristleri öldürerek ana binaya gitti.

Duvardan atlayıp barikatların arkasına saklandık.
"Ben üsteğmen Güneş, yüzbaşım durum bildirin."telsizden yüzbaşı nile seslendiğimde anında cevapladı. Kurşun seslerini burdan duyuyordum.
" Deponun girişindeyiz, teroristler kapıyı zorluyor. Zırlı araçlwrın olduğu bölümden buraya geçiş var.Ordan geçip yanımıza gelin "
" Emredersiniz. "
Hazalla birlikte hızlıca binaya girip Nilin söylediği yerden depoya girdik.

Güneş'in DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin