46. Bölüm

378 24 1
                                    

Kızlarla konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti. Ben iki gündür uyumamıştım, nöbetteydim yani.
Ali ile konuşup bu şekilde olmasının daha uygun olduğuna karar vermiştik.

Ben iki gün kızlarla duracaktım sonra yarım gün dinlenip geri dönecektim. O yarım günlük süreci de akşama denk getirip kızları Aliye emenet edecektim.

Hava yavaş yavaş kararırken yaklaşık iki buçuk gündür uykusuzdum. Elimde kahvemle arka bahçede nöbet tutan korumaları kontrol ediyordum.
Telefonumun çalmasıyla hızlıca arka cebimden çıkarıp yanıtladım. Arayan Aliydi.

"Söyle asker."

"Komutanım bir maruzatım
olacak."

"Dinliyorum."

"Kızlar eve pizza siparişi vermiş. Pizzacı az önce geldi ama biz daha kontrol edemeden Selin hanım pizza kutusunu alıp gitti."

"Kuryeyi kontrol ettiniz mi?"

"Olumsuz komutanım."

"O kuryeyi hemen bul Ali. Bul ve ön bahçeye getir. Bu sorumsuzluğun bedelini ödeyeceksiniz!"


Telefonu Alinin suratına kapatıp koşarak eve girdim. Kızların mutfakta olduğunu anlayınca içeri girip. Ada tezgahın üzerindeki kutuyu yere fırlattım. Selin önündeki kutunun yeri boylamasıyla şaşkın bakışlarını bana çevirdi.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırdı.
Onun aksine sakin çıkan sesimle
"Görevimi." dedim.

Kutuyu yerden alıp içini kontrol ettim. Ardından elimdeki kutuyla dışarı çıktım. Arkamda bağırarak gelen Selin ve onu sakinleştirmeye çalışan Ahsen de vardı.
Ali, kurye ve iki asker kapının önünde beni bekliyordu.
"Üzerini aradınız mı? "
"Evet komutanım. Adam temiz."

Şüpheli bakışlarımla adamı inceledim. Beni görünce stres yapması dışında herşey normaldi. Bakışlarını kutuya dikmiş sessizce bizi dinliyordu.
Hareketleri daha da işkillenmeme sebep olunca onu denemeye karar verdim.

Bu sırada Ayşe hanımda gelmiş. Seline neden sinirli olduğunu soruyordu.
"Ye." dedim kuryeye bakıp.
"Saçmalama o benim pizzam." dedi arkadan Selin.
"Bir dilimden birşey olmaz Selin."

Kutunun kapağını açıp kuryeye uzattım.
"Hadi."
"Ben siparişleri yemem, yasak. Beni işten atarlar."
"Ben veriyorum sana, kimse birşey diyemez. Ye şunu!"
Titreyen elini kutuya uzattı ama sonra geri çekti.
"Ben yapamam, yiyemem. İçinde zehir var."

"Hihh." Ayşe hanım korku dolu bir çığlık attı.

Terorist karşımda ağlamaya başladığında herkes şaşkındı. Bense sinirliydim. Bizimkilerin sorumsuzluğuna ve teroristlerin buna cesaret edebilmesine.

Karşılarında kim olduğunu unutmuş muydu bunlar?

"Ali bu teroristi karargaha götürün. Tuğgenarele de haber verin. Soruşturma başlatılsın."
"Emredersiniz komutanım."
İki asker teroristi götürürken o hala ağlıyordu. Pizzayı da içlerinden birine verdim ve onu da karargaha götürmesini söyledim.

Emrimle hepsi giderken arkamı döndüm.
"Sakin olun güvendesiniz."
Ahsen ve Ayşe hanım sıkı sıkı sarılmış sessizce ağlıyordu. Selinin ise gözleri dolmuştu.
"İçeri girip dinlenin biraz."
Ayşe hanımın koluna girip yardım ettim. Onlar salona döndüğünde bende rapor vermek üzere tuğgenerali aradım.

Güneş'in DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin