31.bölüm

1.4K 92 2
                                    

Uyarı:Rüya karakerinin ismi Aybüke olarak değiştirildi !!!

Güneşin anı defterinden
Abi nedir bilmezdim ben. Kimse bana abilik yapmamıştı ki. Sonra hayat birden karşıma Turan abimi çıkardı. O gitti ben yine abisiz kaldım. 4 yıl sonra hayatıma Devrim abim girdi ama abimleyken daha farklı. Bu kan bağıyla ilgili değil kalple, ruhla ilgili.

"Herşeye yetişemezsin ki Güneş bu çok normal çünkü sende insansın. Yardıma ihtiyacın olabilir yorulmuş olabilirsin. Ne zaman, neye ihtiyacın olursa olsun abin var. Bunu hiç unutma olur mu?"
Geri çekilip gözyaşlarımı sildim.
"Yalnız kardeşinin biraz aksiyonlu bir hayatı var."
"Hmm o zaman bi düşüniyim."
"Ya abi!"
"Şaka yaptım." ikimizde güldüğümüzde onun bana ne kadar iyi geldiğini farkettim.
"Hadi Mertin yanına gidelim. Hem doktoruyla konuşurum hemde küçük adamla tanışırım."
"Olur..."

Birlikte acile girdiğimizde aklıma gelen soruyla durdum.
"Sen böyle herkese küçük mü diyeceksin?"
"Küçüksünüz abicim büyük mü diyeyim?"
Elimle ağzıma fermuar çekiyormuş gibi yapıp Mertin yanına gittim.

Yaklaşık yarım saat sonra Mert uyandığında oturduğum yerden kalktım.
"Mert nasılsın tatlım?"
Yavaşça doğruldu ve etrafa bakındı. Abimi görünce soran gözlerle bana döndü.
"Bu kim Güneş anne?"
"Abim, bahsetmiştim ya sana."
"Adı neydi?"
Abim elini uzattı.
"Merhaba Mert ben Bora."
"Merhaba Bora abi"
"İyi hissediyor musun kendini?"
"Evet."

Bana döndüğünde gülümsedim.
"Serumun da bittiğine göre eve gidebilirsin küçük adam."
Abim hemşireyi çağırdı ve hemşire biten serumu çıkardı.

Çantalarımızı abim aldığında bende Mertin elinden tuttum ve birlikte hastaneden çıktık.
Merti arkaya oturtup çantasını da yanına bıraktım.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Yanımda olduğun için."
Alnıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Asıl ben teşekkür ederim. Yanında olmama izin verdiğin için."
Kocaman gülümsedim.
"Ben kaçıyorum o zaman."
"Görüşürüz abicim,kendine dikkat et."

Sonraki gün
Şansıma albay bugün time izin vermişti.Mertle kahvaltı ettikten sonra dinlenmesi için onu evde bırakıp aşağıya indim.

Hazal tim grubuna herkesi evine beklediğine dair bir mesaj atmıştı. Devrim abi dışındaki hepimiz aynı binada oturduğumuz için kabul etmiştik.

Sonrasında da Doğuyla vakit geçirecektim. Birkaç gündür tek yaptığımız mesajlaşmak ve akşamları yatmadan görüntülü konuşmaktı. Özlemiştim sevgilimi.

Zile bastığımda kapıyı Hazal açtı.
"Hoşgeldin." ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.
"Hoşbuldum. Herkes geldi mi?"
"Geldi." konuşurken içeri girdik. Bizimkiler fazla sessizdi.

Doğu beni görünce ayağa kalktı ve kollarını belime sardı.
"Bal...Seni çok özledim. "
"Bende sevgilim, bende özledim."
Biz o şekilde dururken Barış
"Ayrılsanız mı artık çifte kumrular?" dedi şakayla.

Doğu kaşlarını çatıp Barışa döndü.
"Sus Barış, kıskanma Barış."
"Ben ve kıskanmak öyle mi?"
Barış bir parmağıyla kendini gösterdi.
"Beni beni Bihterini nasıl böyle suçlarsın?"
"Barış!" Doğu ı yı uzatarak söyleyince hepimiz kahkaha attık.
"Sustum abi."

Yanyana koltuğa oturduğumuzda odadakilere göz gezdirdim. Pars, Barış, Hazal, Kaan ve Aybüke. O neden buradaydı ki?
Doğu kolunu omzuma atınca başımı göğsüne yasladım.

"Hazal artık neden çağırdığını anlatır mısın?"
"Ha evet."
Kaan söze atıldı.
"Ben anlatırım Hazal."
"Aybüke birkaç gündür Hazalda kalıyor. Ailesiyle sorun yaşadığı için onu buraya getirdim."
Bakışlarımı Aybükeye çevirip gülümsedim.
"Bu tim bi ailedir Aybüke. Benim elimden tutup kaldırdılar. Sana da kol kanat gereceklerinden hiç şüphen olmasın."
Hazal Aybükenin elini tutup gülümsedi.
"Evet. Evimin kapısı da sana sonuna kadar açık. Ev arkadaşım olmandan mutluluk duyarım."

Güneş'in DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin