2016 yılında kader onları karşılaştırdığında onların hikayesi vatan hainleri tarafından kirletildi. Bu bir masal değil bu onların mutlu sonla bitmeyen hikayesi. Acının ilmek ilmek ruha işlendiği, kavuşmaların mahşere kaldığı onlarca hikayeden biri. Mahşere kalan tüm aşklara ithafen;
Nerden bilebilirdi ki genç asker, arkadaşını ziyarete Hava Kuvvetleri Komutanlığına gittiğinde aşkı bulacağını.Onu ilk gördüğünde havacı arkadaşıyla bahçede oturuyordu.Aşık olduğu kadın,Türk kadınının gücünü gösteren, herşeye rağmen asker olan sayılı kadınlardan biriydi.
Aylar sonra arkadaşına söylediğinde kadının"Göklerin İrisi Buket Özbey" olduğunu öğrendi. Eğitiminin son yılında olan Buket bordo bereli bir teğmen olmak için gün sayıyordu.
Hali hazırda bordo bereli olan Üsteğmen Turan Demir Buketle tanışmak istiyor ama nasıl yapacağını bilmiyordu."Komutanım bişey sorucam ama emri sorgulamak gibi bir amacım yok. Sadece meraktan..." Buket kısık sesle konuştuğunda Fatih durdu ve arkasını döndü.
"Soru yok asker."
"Emredersiniz komutanım." Fatih tekrar yürümeye başladığında Bukette onu takip etti. İçinden söve söve hastane koridorunda yürüyordu.
Nihayet bi odanın önünde durduklarında Fatih hızlıca içeri girdi.
Kapıyı açık bırakıp yatakta yatan arkadaşına baktı.Turanın sol kolunda omzundan başlayıp bileğine kadar uzanan sargıyı farkedince rahatladı. Anlaşılan omzundan vurulmuştu genç asker.
"Ben sana dikkat et demedim mi Turan." Fatihin sitemli sesini duyan Turan konuşmak için gözlerini önündeki yemekten ayırdı. Tam ben iyiyim endişelenme diyecekti ki kapının önünde duran Buketi gördü.Hızlıca kendini toparlayıp
"Ben iyiyimde askerin neden burda?" diye sordu.
Fatih arkadaşının sorusunu görmezden geldi.
"İçeri girsene asker."
"Emredersiniz komutanım." Buket birkaç adım adıp odaya girdi.
"Geçmiş olsun komutanım."
"Sağol asker."
Hala neden burada olduğunu anlamayan Buket yarım saat kadar ikilinin sohbetini dinledi. Farketmese de Turan sürekli ona bakıyor, arkadaşının onu neden getirdiğini anlamaya çalışıyordu.Fatih birden kalkıp Turanın kimliğini Buketin eline tutuşturdu.
"Hastaneden çıkışını yap da gel." Buket aldığı emirle hemen odadan çıkarken Turan sinirle arkadaşına döndü."O neden burda?"
"Sen ölümden döndün farkında mısın? Ölüm hergün kapımızda,sevdanı itiraf et istiyorum."
Arkadaşına hak veren Turan biraz sakinleşse de hala sinirliydi.
"Haklısın Fatih, vurulduğumda ona sevdamı söyleyemeden ölürüm diye çok korktum ama söyleyince vereceği tepkiden de korkuyorum."
"Neyinden korkuyon oğlum?"
"Anlamıyorsun sandığın gibi kolay değil söylemek."
"Ben onu bunu bilmem Turan en kısa zamanda git söyle kıza."2 hafta sonra hastaneden taburcu olan Turan iyileşir iyileşmez soluğu hemen hava kuvvetlerinde aldı. Her zaman yaptığı gibi arkadaşını görme bahanesiyle Buketi görmeye gelmişti.
Askerlerin çıkış saatine denk gelmesi sebebiyle kapıda büyük bi kalabalık vardı. Onlarca kişi arasından gözleri onu bulduğunda nefesi kesildi.
Buketi ilk defa sivil kıyafetleriyle görüyordu. Özenle hazırlandığı belli olan kadın elbisesi ve topuklu ayakkabılarıyla güzelliğine güzellik katmıştı. Askeriyede her zaman örgülü olan saçlarını açmış, saçları dalga dalga olmuştu.
Yanına takım elbiseli bi adam yaklaştığında Turanın bedeni kasıldı. Buket gülümseyerek adama yaklaşınca dünyası yerle bir oldu. Sevgili mi vardı kadının? Turan geç mi kalmıştı?
Aklında birsürü düşence, endişe eve vardı. Kendinde değildi Turan. Yıkılmıştı, umutları yok olmuştu.
O günün gecesi görev geldi. Turan bi kaç günlüğüne göreve gitti. Görevden döndüğünde ne yapacağını bilemedi. O hep Bukete giderdi. Gitmemeliyim dedi, kendiyle savaştı. Savaşı Buket için aşka atan kalbi kazandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Doğuşu
Teen FictionÇizdiğim ilk resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağın...