47.bölüm

355 24 7
                                    

Tarih:18.07.2024
Şehidimiz vardı.
Bir mehmetçik daha annesinden koparılmış, kara toprağın bağrına düşmüştü.
Vatan için gözünü kırpmadan 1 ay önce evlendiği eşini, annesi, babasını ardında bırakmıştı.

Binbaşının komuta ettiği son operasyonda 2 hafta önce bizim karargaha atanan Gökalp abim ve timi Oğuz yüzbaşının timiyle teroristlerce pusuya düşürülmüştü.

Keskin nişancı ilk kurşunu asteğmene
sıkmış.Yürüyüş sırasında açık alanda hazırlıksız yakalanan asteğmen şehadet şerbetini içmiş.

Bugün şehitlikte tören yapılacaktı. Karargahtaki bordo bereli timler, albay, tuğgeneral ve ailesi törene törene katılacağı için bizde güvenlik açısından tören alanında hazır bekliyorduk.

Kızların törene katılması uygun olmasa da şehidin eşi Ahsen'in üniversiteden arkadaşı olduğu için katılmak istemişlerdi.

Üzerimizde tören kıyafetleriyle etrafı kolaçan ederken Ali'ye durumu sordum.
"Şimdilik sakin komutanım."
Kulağımdaki kulaklıkla iletişim kurduğum Ali diğerlerine de durumu sordu.

Herkesten benzer cevaplar gelirken ben gergindim. Tören çoktan başlamıştı. Askerler komutla birlikte al bayrağa sarılı tabutu omuzlarına aldılar.

Ritmik adımlarla ilerlemeye başladıklarında kalabalık da peşlerinden ilerledi.

Yaklaşık yarım saat sonra defin tamamlanmış şehit ailesi taziyeleri kabul etmeye başlamıştı.
"Bu sessizlik hayra alamet değil."
Teroristlerin böyle kalabalık ve üst düzey askerlerin akın ettiği töreni kaçırmaları imkansızdı.

"Üsteğmen Güneş Darıcadan teğmen Taner'e, teğmenim yer değiştirip boş bıraktığımız tepeyi kontrol edin."
"Emredersiniz."
Kızları kontrol edip bakışlarımı timimde gezdirdim. Hepsi dağılmıştı. Hem şehit haberi hemde ard arda çıktıkları operasyonlar onları yormuş gibiydi.

"Komutanım tahmin ettiğiniz gibi tepeye teroristler yerleşmiş."
Kulaklıktan gelen Tanerin sesiyle askerler ve korumlar kıpırdandı.
"Kimse yerinden ayrılmasın. Burada olduklarını farketmemişiz gibi davranacağız. Plana sadık kalın."

Duraksayıp kafamda yapacaklarımı tarttım.

"Teğmen Taner teğmen Meteyle birlikte terorist sayısını tespit edin. Geri kalanlar tetikte olsun. Her an çatışma başlayabilir. Önceliğimiz siviller olacak unutmayın."

Hızlı ve hararetli konuşmam timdekilerin dikkatini üzerime toplamıştı. Beni tanıyorlardı ve eminim surat ifademden emirler yağdırdığımı anlamak zor değildi.

Sakin adımlarla albayın yanına ilerledim.Metehan binbaşı ve albay aralarında konuşuyordu. Ve kalabalık dağılmaya başlamıştı.

"Üsteğmen Güneş Darıca, Ankara emret komutanım."
"Söyle üsteğmen."
"Generalim çevrede terör unsuru tespit ettik."
Binbaşının sözümü kesmesiyle susmak zorunda kaldım.
"Ne demek terör unsuru tespit ettik? Biz seni askerlerin başına bostan korkuluğu diye mi koyduk, bu ne sorumsuzluk?"

"Herşey kontrolüm altında binbaşım."
"Birazdan buraya saldırı olma ihtimali var ve sen herşeyin kontrolün altında olduğunu söylüyorsun. Şaka gibi."
"Binbaşı Gümüş söylenmeyi bırak da teğmen durumu izah etsin."
"Emredersiniz komutanım."

"Ben bilerek çevredeki tepelerden birini boş bıraktım. Teroristlerin saldırı planlayacağı çok açıktı. Onlara istediklerini yapabilecek bir alan verdim ki nerede saklandıklarını bilelim. Kısacası tuzak kurdum. Ve izniniz olursa planımı uygulamaya devam etmek istiyorum."
General cevap veremeden binbaşı lafa atladı.
"Olmaz sen beceremezsin. Gerisini ben hallederim. Sen kızların yanına dön."

Güneş'in DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin