"Gelinim hakkında düzgün konuş."
"Ne gelini, yoksa senin de mi gözünü boyadı?"
"Kimsenin gözümü boyadığı yok. Güneş kızım hayatımda tanıdığım en iyi insanlardan biri. Eğer onun hakkında saçma sapan şeyler söylemeye devam edersen seni mahvederim. Birdaha ona zarar vermeye çalışma yoksa sonuçlarına katlanırsın."Güzide beklemediği tepki karşısında şoke oldu. Pembe sinirle ayağa kalktı. Son bir kez Güzideye bakıp işaret parmağını sallayarak
"Ayrıca Güneş kızım kimsesiz değil.Annesi benim babası da Harun bundan sonra."dedi ve arkasını dönüp gitti.Gördüğüm şeye sevinmem ne kadar doğru bilmiyorum ama çok sevindim. Pembe teyze beni gerçekten seviyor...
Kızlarla avm de alışveriş yapıp güzel bir gün geçirdim. O kadar acıdan sonra gelen bu mutluluk bana çok şey öğretti. Hayatın gerçekten çok ince detayları bile eşitleyen bir terazisi var. Bana inanın hayatın adaleti var.
Haftanın ilk günü ani bir kararla Ankaraya gitmeye karar verdim. Uzun zamandır yetimhaneye gitmemiştim. Gidip çocukları görmek için çanta hazırlamaya başladım. Çantayı hazırlarken Doğu aradı.
"Efendim?"
"Kahve içelim mi bal?"
"Ankaraya gidicem, sonra içelim."
"Neden bana söylemedin?"
"Bende az önce karar verdim."
"O zaman bir saate çıkıyoruz bal."
"Sen de mi geleceksin?"
"Seni tek bırakmam, hem ben sensiz yapamam."Ankaraya vardığımızda ilk işim çocuklara kıyafet ve oyuncak almak oldu. Yetimhaneye vardığımızda Doğuyla el ele bahçeye girdik. Yıllar önce küçük Güneşin oturduğu bankın önünden geçtik.Gölgesine sığındığı büyük ağacın önünde durup bahçede oynayan çocukları izlemeye başladık.
Bi zamanlar burada koşup oynamış, ağlamış gülmüştüm. Şimdi sevdiğim adamla el ele burada olmak tarif edilemez bi duyguydu.
"Sevgilim..."
"Söyle bal."
"İşte küçük Güneş burada büyüdü sevgilim."
Doğu cevap veremeden beni gören çocuklar koşmaya başladı. Arkadaşlarının koştuğunu gören diğerleri de bu tarafa gelince hepsi etrafımı sardı. Hepsi birden bana sarıldı."Güneş ablaa!"
Çocukların etrafımda oluşturduğu daireye bakarken kocaman gülümsedim.
"Özlediniz mi beni?"
"Çoook."
"Özledik Güneş abla."
Hepsi bişeyler söylerken içlerinden biri
"Çok az geliyosun abla, yine iki sene boyunca gelmezsin diye korktum." dedi.
En büyükleriydi. Sahte ölümümden önce sık gelirdim buraya, o zaman tanışmıştık onunla.2 senenin ardından Ankaraya eşyalarımı toplamak için geldiğimde uğramıştım. Yeni gelenlerle tanışmış, onlardan da özür dilemiştim."Geçen sefer geldiğimde anlatmıştım ya, artık burada yaşamadığımı söylemiştim."
"Biliyorum abla ama ben küçükken her ay gelirdin..."
Kendime kızdım, çok kızdım. Kendi derdime düşüp onları unuttuğum için, yetimhaneden ayrıldıktan sonra; yetimhaneyi, Fatma anneyi ihmal ettiğim için...Kendimi toparlayıp
"Sen zaten hala küçüksün kuzum."diyerek küçük kızın saçlarını okşadım.Anında kocaman gülümsedi."Güneş abla bu abi kim? "
Çocuklardan birinin sorusuyla gözler Doğuya döndü.
Çocuklara nasıl açıklayacağımı düşünmeye başladım.
Dizlerimin üzerinde eğilip çocuklarla aynı boya geldim.
"O abinizin adı Doğu. Benim dünyada en sevdiğim insanlardan biri."
"Aşık mısınız yani?"
"Sen nerden öğrendin onu tatlım?"
"Ablalar konuşurken duydum."
"Hmm öyle de denebilir bücür."Biraz arkada kalmış 3 - 4 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir kız arkadaşlarını ittirerek yanıma geldi.
"Abla sen geçen sefer çok mutsuzdun ama şimdi mutlusun. Bu abi mi mutlu etti seni?"
Kızın bıcır bıcır konuşması Doğuyu ve beni gülümsetirken
"Evet ablacım ben onunlayken çok mutlu oluyorum." dedim.
Küçük kız sevinçle ellerini çırptı. Doğu bu tatlılığa dayanamamış olacakki eğilip yanağından öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş'in Doğuşu
Teen FictionÇizdiğim ilk resim yetimhanemizin bahçesinde dalgalanan bayrağımdı. Çocukların ilk resimleri genelde küçük bir ev, bahçe, salıncak ve ailesinin olduğu resimler olurdu. Çünkü güvende hissettiği ilk yer ailesiydi. Çok sonra öğrenirdi vatanını bayrağın...