Moire bu sularda hiç böylesine korkmuşmuydu bilmiyordu. Gözcü kulesinde seyre dalmış ufak bir kıpırtı görmeyi bekler haldeydi. Sorunbabadının ava çıkması değildi ki onca yılın ardından bir küçük sal ile geçit vermez resifi on beş kişiye aştıran adamın bir gemiye saldıramayacağını beklemek komik olurdu lakin bu kez saldırmak istediği gemi herşeye hazırlıklıydı ve içerisindeki gerek mürettebat gerek askerler en ufak bir kıpırtıyı göz ardı etmeyeceklerdi. Annesi ne düşünüyordu tanrı aşkına... Nasıl böyle bir tehlikeye atlamıştı. Pek güveniyordu belli ki Simon McLeoda... Moire ise korkmakta sonuna dek haklıymış gibiydi. Ailesi altından gümüşten çok değerliydi artık onun için... Bunca yılın ardından hepberaberdiler mutluydular... Genç kız başını olumsuz manada sallayıp büyük mutlulukların hazin sonları olduğu kısmı yeniden aklına getirmişken aşağıdaki hareketlilik üzerine kendine doladığı kollarını çözüp göz ucuyla baktı ve yanına çıkanın Caelan olduğunu gördüğünde iç geçirerek asık suratını toparlamaya çalıştı.
"Al Moire birşey yemedin yine. Güçlü olmak zorundayız" Caelan saatlerdir tepede dikilen karısının kollarını sıvazladıktan sonra üşüdüğünü farkettiği bedeninin ardına geçip onu sarmaladı. "Korkma sevgilim rüzgar bizden yana epey hızlandık. "
"Korkuyorum..." Moire sırtını adama yaslayıp uzattığı mataradan bir yudum aldı.
"Demek gölge de korkabiliyor" Caelan kaskatı kesilen kadını yumuşatmak istercesine kollarını sıvazlamaya devam etti.
"Tamda herşey olması gerektiği gibiyken... " Moire dudak büktü.
"İki ihtimal var Moire... Ya oraya gitmeden evvel kaptanı yakalayacağız ya da o gemiyi ve içindekileri okyanusa gömeceğiz... " Genç adam kararlılıkla konuştu. Kaptanın görülmesini asla kabul etmeyecekti ve ailesinin güvenliği herşeyden kıymetliydi.
"Leif içerde Caelan" Moire adama doğru dönüp gömleğine tutundu. "Onu riske atamayız"
"Bir yol bulacağız... " Caelan bakışlarını karanlığa doğru çevirdi. "Hadi güzelim topla kendini"
Genç kız gözlerini kapatıp alnını adamın omzuna dayayarak bir müddet bekledi.
"Hadi sevgilim doğrul" Caelan kadının yüzünü avuçları arasına alıp kadına baktı. "Gölge olma vakti..."
Moire ağır ağır kafa salladı adam başındaki şapkayı ona taktığında ise gülümsedi. "Pek heveslisin..."
"Moire... " Caelan sırıttı. "Aslına bakarsan günlerdir kaptanın yaptığını yapmamak için kendimi zor tutuyordum ve biliyorum ki içinde biryerlerde sende benimle aynı şeyi istiyordun! Ona ait olanı vermeyelim Moire... Ava giderken avlayalım onları!"
"Ya..." Moire de gülümsedi. "Pekala..." Genç kız omuzlarını çevirip göz ucuyla aşağı baktıktan sonra uzanıp kocasına tatminkar bir öpücük kondurdu. "Bunu sadece bizi odamızdan çıkarttıkları için bir yapabilirim"
"Bak şimdi bende çok kızdım!" Caelan kaş çattı.
"Aloin!" Moire aşağı var gücüyle bağırdı. "Av pozisyonu al!"
"Al işte... " Frigg tek elini beline koyup yukarıyı işaret ederek bir direkten diğerine atlayıp aşağı inmekte olan kadını gösterdi. "Saklayın tokmağı geliyor manyak!"
---
"Kaptan! Gemi göründü!" Skye aşağı bağırdı.
"Gemi... Göründü... Morigan duydun mu göründü gemi..." Simon karısına baktı.
"Ne yapacağız Simon? Caelan çok fazla silah olduğunu söyledi... " Morigan tedirginlikle kocasına baktı. Buraya gelmeyi kafasına takmıştı ya onu kimse vaz geçiremezdi. Kadın bu defa yalnız bırakmamak için takılmıştı peşine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Fiksi Sejarah.Moire Mcleod, o gün en güzel günaydın ile gözlerini açtı ki gün onun için babasının gülen gözlerini görerek başlardı, en güzel yemekten yedi ki onu lezzetli yapan babasının elleriydi, en güzel şarkıları dinledi ki herkesin karga diye tabir ettiği o...