Moire dümenin ardında duran babasına ve dümenle ikisi arasına kendini iliştirmiş olan annesine baktı. Tam karşılarında yere çökmüş onları izlemekteydi. Babası bir süre anormal tepkiler vermiş ve durumu annesine açıkladıklarında o da çok karmaşık konuşmayarak onun söylediklerine cevap vermeye başlamıştı. Moire deneyimlediği kadarıyla ilk şoku atlattığında sakinliyor davranışları daha makul oluyordu. Genç kız kollarını yukarı çektiği dizlerine sarıp çenesini yaslayarak onlara bakmaya devam etti. Noah dayısı diğerlerini kontrol etmekte ufak tefek yaralarını tedavi için uğraşmaktaydı. Moire henüz ne temizlenmeye ne de tedavi olmaya inmemişti. Maeve teyze ve Mila yiyecek hazırlamak için uğraş vermekteydiler. Fazla şaşkınlık büyük detin bir mutluluk ve yoran gözyaşları olmuştu. Ian ve Rorot hala toparlanabilmiş değildi Lord Harrison ise telaşının ceremesini beliyle ödemiş görünüyordu. Fena tutulmuştu. Moire boğazına yapışan ziynetleri çekeleyip Annesine ürkekçe dokunmaya çalışan babasına bakarak kıkırdadı. Yakın temastan kendisi gibi haz etmeyen leydi Morigan ise pek fazla kıvranmış kıkırdamıştı. Onu farkettiğinde toparlanmaya çalışıyor lakin az sonra yeniden gevşiyordu. Moire gözlerini kırpıştırarak iç geçirdi. O hislerin ne denli güzel olabileceğini kısa bir an da olsa tatmıştı. Genç kız Caelanın ona evvelden nasıl baktığını hatırladığında gözlerini düşürdü lakin şu hayatta tek dileği karşısında izlediği görüntüydü Moirein tek duasıydı ve tanrı kabul etmişti. Aklına fazlasını getirirse onu kızdırıp babasının yeniden gideceğinden korkar olmuştu. Kendini toplayarak gülümsedi ve annesinin bakışlarıyla karşılaştığında ayaklarını indirip ellerini kucağında birleştirdi.
"Çocuk nerede Moria? "
"Bilmiyorum... " Moire omuz silkti.
Morigan aklına gelen detay üzerine kaş çattı. Kızı haklıydı. Yıllardır onu dinlemiş önüne çıkmamış olsaydı belki bu denli acı çekmeyeceklerdi. "McNeilin hesabıda görülecek elbet b-birde kızımızla nişanlandı utanmaz herif! "
"Utanmaz değil o! Ona zarar veremezsiniz! Moria ile evlenecek! "
"S-simon? "
"Anne! " Moire annesine sus işareti yaptı. "Babam ondan oğlu olarak bahsediyor ve onu çok seviyor... Böylekonuşursan tedirgin olur v-ve... " Moire aynı şeyleri tekrarlayarak hızla volta atan babasını gösterdi. "Tam olarak bilmiyorum lakin geçen tüm süre boyunca Norman bir şekilde babamın can yoldaşı olmuş ve inanması ne kadar güç olsada Caelanda tayfasıda babamı çok seviyor..."
"Beni korudu o... Beni doyurdu, giydirdi... Şu kadarcık aklım onın sayesinde durdu! " Simon tekrarlamaya devam etti.
"Öyle görünüyor anne... B-ben a-araya girmeseydim onu bize getirecekti... Sanırım..."
Morigan dudak büküp dolan gözlerindeki yaşları sildi.
"Moire! " Mila dilini şaklatarak kıza seslendi.
"Evet? "
"Gel Moire... Halam çağırıyor..."
"Halan çağırıyormuş kızım"
Moire dudsk bükerek kalkıp ayaklarını güverteye sertçe basıp aşağı indi. "Ben iyiyim biraz daha dursaydım ya! "
"Moire! Aklını o adada mı bıraktın sen! " Mila çenesiyle arkasını gösterdi. "Neden rahat bırakmıyorsun onları! Hasret gidersinler"
"E gideriyorlar! " Moire kaş çattı ben sessizce oturuyorum... "
"Tanrı aşkına... Onlar eş yani onlar... " Mila gözlerini kırpıştırdı.
"A, öyle... " Moire önce kaşlarını kaldırdı ardından alnını kırıştırdı. Küçüklüğünden hatırında kalan şeyler yoktu annesi ketumdu. Sonrasında eş kurlaşmalarını pek görmemişti çünkü annesinin yanında kimse yapmıyordu. Moire kenarda dikilmiş suya bakan Caelanı görünce Milanın koluna girip sıktı. "Öpüşeceklermi? " dedi sessizce ardından güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Ficción histórica.Moire Mcleod, o gün en güzel günaydın ile gözlerini açtı ki gün onun için babasının gülen gözlerini görerek başlardı, en güzel yemekten yedi ki onu lezzetli yapan babasının elleriydi, en güzel şarkıları dinledi ki herkesin karga diye tabir ettiği o...