Yanağıma olan temasıyla gözlerim fal taşı gibi açıldı. Öğretmende geri çekilmiş tepkimi izliyordu. İnmek istediğimi belli ederek ayaklarımı indirdim, beni yavaşça yere bıraktı. Ne yapacağımı bilmiyordum, ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Öğretmende sanki bu yaptığına şaşırmış gibiydi.
"Ben özür dilerim-"
"Iıı tamam. Yani birşey olmaz." Dememle yüzündeki gerginlik gitmiş gülümsemeye başlamış. Artık utancımı bir kenara bırakıp kaşlarımı çattım.
"Sen- sen kim oluyorsunda beni öpüyorsun ya?"
"Ne?"
"Benden izin aldın mı öperken? Belki ben istemiyorum."
"Ama-"
"Bir daha olmamak şartıyla seni affediyorum öğretmen."
Ani duygu değişimlerimi bende anlamıyordum ama kızmalıydım ona. Yüzünde hafif şaşkınlık ve mutlulukla ne söyleyeceğini bulamıyormuş gibiydi.
"Birşey olmaz dedin ama ilk."
"Yanlışıkla demişimdir."
Hafif kıkırdadı. "Oyunculuk yeteneği sıfır."
"Ne dedin duyamadım?"
"İyi ki affettirebildim kendimi diyorum."
"Bak sana yine gıcık olmaya başladım sus istersen."
Eşyaların yanına gittim. Tabakları rastgele sepete doldurdum. "Gidiyor muyuz?"
"E yani fazla bile durdum."
"Bir dahaki buluşmamız ne zaman peki?"
Sepetke beraber ayağa kalktığımda ceketimin elinde olduğunu gördüm. Hemen alıp giymeye başladım.
"Daha karar vermedim. Verirsem söylerim."
"Ama ben bu kararsızlıkla yaşayamam."
"İyi hiç buluşmayalım o zaman bak kararımı öğrenmiş oldun."
"Tamam ya birşey demedim."
Ormanın çıkışına doğru yürümeye başladık. Yallarımız ayrılırken bana doğru döndü. "Seni evine kadar geçirmek isterdim."
"Hayatta olmaz hem babamın gözüne batmışsın galiba, sen beni kalabalık ortamda görürsen selam falan verme."
"Baban sana birşey mi dedi?"
"Yok demedi de. Sen babamın yanında dikkatli davran."
"Peki. Görüşürüz o zaman sinirli kırmızı başlıklı kız."
"Görüşürüz o zaman gıcık kurt."
Onun gideceği yoktu ben yavaşça yürümeye başladım. Arkamı döndüğümde hâlâ orada durmuş bana bakıyordu. Ona baktığımı görünce el salladı omuz silkip yürümeye devam ettim. Aysellerin evine geldiğimde kapıyı çaldım, elimdeki sepeti bahçedeki ağacın dibine bıraktığım sırada ağlamaktan gözleri şişmiş olan Aysel'i gördüm. Hemen hızlı adımlarla yanına gittim, kenara çekilip içeriye geçmem için elini uzattı. İçeriye geçtiğimde odada gözleri dolan Ayşe'yi gördüm. Odanın kapısı kapandığında Aysel'e sıkı sıkı sarıldım. Sarılmamla ağlaması tekrar başladı, Aysel ağlayınca Ayşe'de ağlamaya başlamıştı. Onlar ağladığı için gözlerim dolsa da kaşlarımı çatıp Aysel'in yüzüne baktım.
"Ne bu ağlamalar gören de yas var sanacak!"
Aysel, "var kardeşim var. Akşam benim ölüm fermanımı imzaladılar. Bugün de yasım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
RomanceAilesinden, kimliğinden kaçmak isteyen Arman öğretmen olur ve sıkıcı şehirden güzel bir köye yerleşir. Sevdiği kızla evlenme hayalleri kurarken ne geçmişi ne de düşmanları onun peşini bırakmaz. Babasının kirli geçmişinin bedellerini o öder. En kötü...