Berru'dan
Duman'ın içeriye girdiğini gördüğümde bildiğim tüm duaları okudum. "Allahım yardım et."
Duman elindeki silahla adamın etrafında dolanıyordu. Dolap kapağının arasından böyle birşey izlemek hayatım boyunca unutamayacağım bir anı olacaktı. Hatta kabus.
"Ne zamandır çalışıyorsun o adama?"
"Pes et. Konuşmayacağım. Vur gitsin."
"Vur gitsin? O kadar kolay mı lan?! Bana ihanet et ve cezan ölüm mü olsun? Ölüm sana hediye olur."
"Neyin intikamı bu? Annenin suçunu niye suçsuz insanlardan çıkartıyorsun?"
"Kes sesini!"
"Yalan mı? Annen yaptı ne yaptıysa. Sizi terk eden annendi. Annenin yaptığı kahpeliği Arman'dan soramazsın."
Konuştuklarıyla Duman çileden çıktı. Adının Selim olduğunu öğrendiğim adama vurmaya başladı. Her vurduğunda çıkan ses kalbimin neredeyse durmasına sebep oluyordu. Adam sandalyeden düştüğünde yumrukların yerini tekmeler aldı. Daha fazla bakamayınca geri çekildim ve ellerimle gözlerimi kapattım.
Ben nereye düşmüştüm?
Bu adam kimdi?
Odanın kapısı seslice açılınca tekrar dolabın kapağından onlara baktım. Gelen Şebnem hanımdı. Zor da olsa Duman'ı adamdan ayırmıştı.
Şebnem, "kafayı mı yedin?! Ölecek!"
"Orospu çocuğu! puşt! Seni inleterek öldürmez miyim?!"
"Öldürmezsin! Sakin ol."
Duman'ın biraz sakinleştiğini görünce yavaşça konuştu. "O bizi Arman'a götürebilir. Onun yaşaması lazım."
"Doktor çağırın."
"Tamam halledeceğim ama beraber çıkalım."
"Ben biraz daha buradayım."
"Duman! Seni tek bırakmam."
Dumanla beraber odadan çıktıklarında dolaptan çıkmak için cesaretimi topladım. Yavaşça yerde yatan adamın yanına gittim. Yere bakan yüzünü yavaşça çevirdiğimde korkudan gözlerim dolmuştu. Hemen nabzını ölçtüm. "Yaşıyorsun."
Ayaklarını dikkatlice uzatıp rahat etmesini sağladım. Öksürdü ve kan kusmaya başladı ya da ağzındaki kanları tükürdü. Emin değildim. Zorla konuştu. "Birazdan gelecekler. Git."
"Ama sen-"
"Yaşamak istiyorsan git!"
Aklıma kardeşim gelince hemen ayaklandım ve odadan çıktım. Kimsenin olmadığına emin olduğumda odama girip kapıyı kitledim. Bu gece uyku haramdı bana.
...
Sabah kalktığımda elime gelen ilk elbiseyi giydim. Saçlarımı topuz yapıp çıktım. Mehmet çoktan uyanmış ve mutfakta çalışanlarla yemek yiyordu. Odadan çıktığım anda Duman'ın odası açıldı.
Normal davran. Heyecanlanma, korkma, şüphelendirme!
Kapıyı kapatıp bana doğru geldi. Birşey söylemesini bekledim ama söylemedi. Sadece izledi. Dayanamayıp ben konuştum.
"Günaydın, birşey mi istemiştiniz?"
"Hayır."
"Peki."
Hâlâ beni incelediğini fark ettiğimde istemeden de olsa gerildim. "O zaman gideyim?"
"Hayır."
Reddedişiyle olduğum yerde kaldım. Aramızdaki üç adımlık mesafeyi kapattı. Yakınımda olduğundan yüzümü eğdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
RomansaAilesinden, kimliğinden kaçmak isteyen Arman öğretmen olur ve sıkıcı şehirden güzel bir köye yerleşir. Sevdiği kızla evlenme hayalleri kurarken ne geçmişi ne de düşmanları onun peşini bırakmaz. Babasının kirli geçmişinin bedellerini o öder. En kötü...