14 - Anlaşma Yapalım

311 10 0
                                    

Aysel'den

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Evet dersem herşey bitecekti ama diyemiyordum. Sessizliğimi ve çaresizliğimi gören Murat'ın üstüne ağırlık çömüş gibiydi. Uzun uzun baktıktan sonra gözlerini üzerimden çekti.

"Anladım ben. Konuşmana gerek yok."

Ayağa kalktı, bana bakmadan kapıya doğru ilerledi. İşte bitirecekti bu işi ama kendimi durduramadım.

"Murat, bekle."

Arkasını döndüğünde gözlerinde küçük bir umut ışığı görmüştüm. "Beni yanlış anladın."

Sanki üstündeki yükler bir anda ortadan kalkmış gibi derin bir nefes aldı ve kapıyı kapatıp yanıma geldi.

"Neyi yanlış anladım? Sevdiğin yok mu yani?"

"Yok."

Bir anlığına gülümsediğini gördüm, ben bakınca hemen ciddileşti. "Kusura bakma ben sesini çıkarmayınca utancından söyleyemedin sandım."

Benden bir yanıt alamayınca ellerimi tutup beni kendisine doğru döndürdü. "Aysel, senden bir şans istiyorum."

"Neden benimle evlenmekte bu kadar ısrarcısın? Sizin köydeki tüm kızlar bakıyormuş sana alsana seni isteyen birini."

"Sen beni mi soruşturdun?"

"Dediklerimden sadece bunlara mı dikkat ettin?"

Sanki ağzındakileri söylememek için kendini zor tutuyordu. Cümleye tam başlayacakken vazgeçiyordu.

"Anlaşma yapalım o zaman."

"Ne anlaşması?"

"Bana bir ay ver. Bu bir ayda hislerin değişmezse söz veriyorum bozacağım bu nişanı."

Elimi uzatıp iş anlaşması yapar gibi sıkmasını bekledim. "Anlaştık. Hiç şansın yok şimdiden hazırlıklı ol."

Havada olan elimi sıkmak yerine üzerine küçük bir öpücük kondurdu. "Göreceğiz."

Arman'dan

Arabadan inince biraz uzaktan evi izledim. Hemen girmeye cesaret edemedim, bu saatte babam evde olmazdı, annemi alıp çıkabilirdim. Evin bahçesine doğru ilerlediğimde güvenlik kulübesinin kapısı açıldı. Beni gören Harun amca yanıma gelip sıkı sıkı sarıldı.

"Hoşgeldin evladım. Hangi rüzgar attı seni buraya?"

"Annemi almaya geldim. Geri gideceğim amca."

"O ne demek oğlum. Biraz kal, senin evin burası."

"Israr edeceğin son şey olsun bu amca. Ben içeriye geçeyim."

Kapıyı açmasıyla uzun zamandır görmediğim bahçeye baktım. Annem yeni çiçekler ekmişti, her yer güllerle kaplıydı. Evin kapısına geldiğimde zile bastım, kapıyı Harun amcanın eşi Pınar teyze açtı. Beni görünce şaşkınlıktan elindeki çamaşırları atıp bana sarıldı. Seviyordum Pınar teyzeyi üzerimde çok emeği vardı.

"Hoşgeldin oğlum."

"Hoşbuldum teyzem."

"Geç oğlum içeriye, annen mutfakta sana yemekler yaptık bir sürü."

Mutfağın kapısından gizlice baktım. İşine dalmıştı, brni görmüyordu. Tepsideki baklavanın üzerine şerbeti dökünce daha fazla dayanamadım.

"Merhaba hanımefendi. Bir porsiyon baklava alabilir miyim?"

Elindeki şerbeti hemen bıraktı. Yanına gidip sıkı sıkı sarıldım. Geri çekilince ağladığını gördüm. "Olmaz ama böyle. Beni görünce gülmen lazımdı ağlamak ne sultanım?"

SENSEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin