5 - Çirkin Ördek Yavrusu

638 33 0
                                    

Sabah uyandığımda yatağımızın yanında duran okul önlüğünü gördüm. Sevinçle yataktan kalktım, sanki ben okula gidecektim. Önlüğü elime alınca okul anılarımı hatırladım.

"Öğretmenim Salih saçımı bozdu!"

"Salih niye arkadaşının saçını bozuyorsun?"

"Öğretmenim saçı açık iken daha güzel oluyor o yüzden."

Ağlarken laf yetiştirmeyi de ihmal etmiyordum. "Yalan söyleme dün Hülya bana saçım açık iken çirkin olduğumu söyledi!"

Hoca teneffüs zilini çalınca sınıftan çıkıp bahçe duvarının üzerine oturdum. Ağlayarak saçlarımı annemin yaptığı gibi örmeye çalıştım. Yanıma oturan Salih ile yönümü değiştirdim.

"Ağlama"

"Konuşma benimle sana küstüm bir daha da barışmam"

"Ama ben seninle konuşmadan yaşıyamam kii!"

Karnımda hissettiğim gıdıklanmayla saçlarımı bırakıp beni gıdıklayan ellerden kurtulmaya çalıştım. Başaramayınca gülmeye başladım.

"Bırak beni"

"Barışmazsan bırakmam."

"Tamam, tamam."

Tekrar Salih'e döndüğümde o da gülüyordu.

"Hülya cadısı ne dedi sana?"

"Salih yalan söylüyor, ona inanma. Saçın açık iken çok çirkinsin dedi"

"Sen de cadıya inandın?"

"Evet"

"Asıl o yalan söylüyor, kendi saçı süpürge gibi ya senin saçlarını kıskanıyor."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

"Ama sadece saçların güzel."

Oturduğu yerden kalktı.

"Boşuna çirkin ördek yavrusu demiyorum"

Ve koşmaya başladı...

Daha sonrası Mehmet'i hazırlamak ve kahvaltı yapmakla geçmişti. Odaya geçip üzerine çiçekli elbisesini giydi. Saçlarını taradı, kokusunu süründü. Dışarıya çıkmaya hazırdı. Mehmet'le beraber evden çıkıp okula doğru yürümeye başladılar. Yolda Hülya ve kardeşine rastladılar.

Hülya, "günaydın, Mehmet'i de görmek ne kadar güzel."

"Günaydın, sizleri de görmek güzel"

Baştan aşağı beni süzdükten sonra konuştu. "Tatlım kırmızı senin rengin değil bence ama yine de sen bilirsin"

"Yani ben yakıştırdıysam olmuş demektir"

Beraber okula vardığımızda kapıda duran ve gelen öğrencileri şekerle karşılayan adamı gördüm. Hülya'nın kardeşi koşa koşa okula gitti. Biz henüz bahçe kapısının önündeydik. Öğretmen elindeki şekerlerden biraz da çocuğa uzattı sonra saçını okşayıp içeriye yönlendirdi. Başka gelen öğrenci olup olmadığına bakmak için etrafına bakındı. Gözleri beni buldu, kıvrılan dudağı gözlerime çarptı. Gözlerini hiç ayırmadan bize doğru geldi. Daha fazla bakmamak için gözlerimi etrafta gezdirdim ve Hülya'nın henüz gitmediğini fark ettim. Yanımıza kadar geldiğinde, gözlerini 2 saniye benden çekti.

SENSEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin