Aysel'den
Heyecandan odanın içinde dönüyordum. Aynanın karşısına geçip üzerimdeki kırmızı elbiseyi düzenledim. Bugün benim kına gecemdi. Bugünün kusursuz geçmesi gerekiyordu.
Odaya Ayşe girdi. O da en az benim kadar heyecanlıydı. Etrafımda dönüp elbisemi gösterdim.
"Ayy çok güzel olmuşsun."
"Olmuş mu cidden? Sanki fazla abartılı he?"
"Saçmalama, çok iyi."
"Sende çok güzel olmuşsun. Mustafa kıskançlık krizlerine girmesin?"
"Ay hiç açma onun konusunu. Hem ben erkekler yok diye biliyorum."
"Sonra gelecekler."
"Bana tekrar deneyelim diyor."
"Peki sen bunu istiyor musun?"
"Bilmiyorum. İstiyor ama korkuyor gibiyim."
"Kalbinin sesini dinle. Tekrardan aynı şeyi yaparsa benden çekeceği var."
Odanın kapısı açıldığında annemi gördüm. Bir takım duygusal anlar yaşandıktan sonra evden çıktık.
...
"Ayşe niye kınayı yakmıyorlar?"
Başıma örttükleri kırmızı örtüyü hafif açıp Ayşeye sorduğum sorunun cevabını bekledim. Ayşe hemen bana yaklaşıp örtüyü kapattı. Kulağıma yaklaştı, "Ağlamanı bekliyorlar, ağlasana azıcık."
"Ne yapayım ya? Denedim, olmuyor."
"Dene bir daha çünkü biraz daha dönersem baş dönmesinden bayılacağım."
"Tamam dur ağlıyorum."
Zorla gözümden iki damla yaş aktığında Ayşe diğerlerine haber verdi. Şevval hanım elime kına yakmak için yanıma geldi.
Ayşe, "Gelin hanım elini açmıyor."
"Salak açtım ya."
Kolumu dürttüğünde elimi kapattım. Bilmediğimden değil gıcıklık yapmak istediğimdendi.
Elimi sıkı sıkı kapattığımda Şevval hanım gülümsedi ve altını çıkardı. Ellerime kına yakma işi bittiğinde çalan şarkıyla oynamaya başladık. Ne kadar Murat'ı görmek istesem de erkekler ayrı yerde kutlama yapmışlardı ve ne zaman geleceklerini bilmiyordum.
Yorgunlukla oturduğumda oynayan insanları izledim. Yanıma gelen çocuk elindeki kağıdı kucağıma indirip kaçtı. Kağıdı açtığımda Murat'dan geldiğini anladım. O da benim gibi dayanamamıştı işte. Buraya gelmişti.
Ayağa kalkıp rahat yürümek için elbisenin eteklerini topladım ve Murat'ın beni beklediği yere doğru gittim.
Kağıda yazdığı yere gittiğimde beni bekleyen adamı gördüm. Arkası dönüktü, henüz beni görmemişti. Dayanamadım ve sarıldım. Ellerimi beline doladığımda tabii ben olduğumu anlamıştı. Ellerimi tuttu ve bana doğru döndü. Beni baştan aşağı inceledi, büyülü gözlerle bana baktığında utançla karışık heyecan duygumu bastıramadım.
"Güzel olmuş mu?"
"Çok- çok güzel olmuş."
"Yaa teşekkür ederim. Sende çok yakışıklı olmuşsun."
Beni kendine çekip sarıldı. "Hayallerimden bile güzel."
"Siz ne zaman geleceksiniz?"
"Birazdan gelecektik de ben biraz yanlız kalmak istedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
RomanceAilesinden, kimliğinden kaçmak isteyen Arman öğretmen olur ve sıkıcı şehirden güzel bir köye yerleşir. Sevdiği kızla evlenme hayalleri kurarken ne geçmişi ne de düşmanları onun peşini bırakmaz. Babasının kirli geçmişinin bedellerini o öder. En kötü...