12 - Sevgili Mi

461 23 1
                                    

Arman'dan

Yeni doğan güneşle sabah yürüyüşümü yaptıktan sonra hızlıca duşa girdim. Banyodayken ev telefonunun çalmasıyla hızlıca belime havluyu sarıp çıktım.

"Efendim?"

"Oğlum, benim annen. Nasılsın yavrum iyi misin?"

"İyiyim anne sen nasılsın?"

"Nasıl iyi olabilirim? Geriye kalan tek oğlumdan uzaktayım. Yüreğim nasıl parçalanıyor her geçen gün."

"Bunları konuşmuştuk ama. Beni anlamanı istiyorum."

"Sende biraz olsun beni anlasan ya oğlum. Zaten seni özlüyordum her zaman, ama ağabeyine olanlardan sonra da iyice yanlız kaldım. Kokuna hasretim yavrum."

"Bende seni çok özlüyorum annem. Okullar tatil olunca geleceğim yanına."

"Ben geleyim yanına olmaz mı? Hem nasıl bir yerde çalıştığına bakarım. Sana yemekler yaparım, öğrencilerinle tanışırım."

"Buralar pek sana göre değil ama yine de gelmek ister misin?"

"Tabii İsterim oğlum babana söylerim, hemen bugün bile yola çıkarım."

"O adamdan birşey isteme. Ben geleceğim İstanbul'a, seni de alır gelirim."

"Öyle mi? Hemen hazırlanayım sana en sevdiğin yemeklerden yaparım. Burada bir iki gün kalıp yola çıkarız olur mu?"

"Sen yine sevdiğin yemekleri yap annem de kalamayız gelince hemen yola çıkarız."

"Babanla görüşmezsin. Özlemedin mi İstanbul'u?"

"İstanbul'u değil seni özledim annem. Ben kapatayım sen hazırlık yapmaya başla."

"Olur oğlum. Öptüm seni."

Telefonu kapattıktan sonra kendimi çok yorgun hissettim. Ben haklı olabilirdim ama o da anneydi işte zaten bir oğlunu kaybetmişti, diğer oğlu da uzaktaydı. Onu da biraz anlamak lazımdı. Koltuktaki havluyla saçlarımı kurulamaya başladım, güzel başladığım gün eski kötü hatıralarla doluyordu. Yola çıkmadan önce Berru'yu görmeliydim. O kız bana iyi geliyordu, yanındayken tüm dertlerim tüy misali uçup gidiyordu. Hem İstanbul'a gidiceğimi haber etsem iyi olurdu. Ben bu kadar düşünüyordum acaba o da beni düşünüyor muydu?

Belimdeki havluyu çıkartıp kıyafetlerimi giymeye başladım. Bir an önce yola çıksam iyi olurdu, haftasonu tatili bitmeden geri dönmüş olurdum. Sabah daha çok erkendi nasıl görüşecektim ki onunla?

Son olarak çekmeceden kemeri ve saati çıkarttım. Saatin 8 buçuk olduğunu gördüm, uyandığı kesindir de nasıl haber edecektim ki ona? Ev telefonları vardı muhtar geçen gün acil birşey olursa diye numarayı da bırakmıştı arayıp şansımı denemeliydim. Umarım telefonu o açardı.

Tekrar telefonun başına geçip muhtarın verdiği numarayı çevirmeye başladım. Numarayı çevirirken de düşündüm. Ben ondan anneme bahsederdim ama o annemle tanışmayı ister miydi? Henüz sevgili bile değildik ama bu teklifi geri çevirmesi çok olağan bir durumdu.

Telefonu kulağıma koyduğumda bir iki kere çalmış ardından açılmıştı. Ama maalesef açan annesiydi.

"Buyrun?"

Ne diyeceğimi düşünmediğim için aklıma ilk gelen şeyi söyledim. "Merhaba Arman ben. Sınıfta çok önemli bir ödev dağıtmıştım da Mehmet galiba almamış emin değilim zahmet olmayacaksa bi bakarmısınız?"

"Valla oğlum ben anlamam o işlerden dur bizim kıza sorayım."

Telefondan bir süre ses gelmedi, en sonunda Berru'nun sesini duydum. "Öğretmenim hangi önemli ödev bu? Ben anlamadım da."

SENSEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin